Eski zamanlarda kasabalarda falan düzenlenen şenliklere katılan kumpanyalarda cambazlarda gösteri yaparmış.

Buna en çokta yankesiciler çok sevinirmiş.

Cambazlar gösteriye başlarken yankesicilerde orada yerini alır ve gözüne kestirdiği kişiye, ‘’Cambaza bak be nasılda yürüyor ipin üzerine vay be…’’diyerek dikkatini oraya yöneltip cebinde ne var ne yok boşaltırmış.

Ülkemiz de tamda cambaza bak ortamı yaşanıyor!

Gündem değiştirme ve saptırma adına bu metot uygulanıyor.

Alın size sokak hayvanları yasa tasarısı olayı.

Günlerdir bu mevzu gündemin ilk sırasında kasti şeklide tutuluyor.

Keza belediyelerin SSK borcu tartışmaları...

Gösteriler, olaylar, tartışmalar gırla.

Yüzde yüz sokak hayvanlarıyla ilgili konu önemli.

Ne var ki asıl yakıcı gündem geri planda.

Emeklilere cüzi, asgari ücretlilere hiç zam yapılmaması, derin yoksulluk, işsizlik, ekonomik bunalım ve belirsizlik geçicide olsa unutturuldu.

Sokak hayvanları konusu bitmeden yeni ve içi bomboş bir gündem tartışılmaya başlanacaktır.

Nedeni şu ki iktidar sahipleri memleketin gerçeklerinin konuşulmasını, tartışılmasını katiyen istemiyor.

Elindeki medya gücüyle ‘cambaza bak’ misali toplumun dikkatlerini başka şeylere yöneltmeyi başarıyor.

Hep öyle olmadı mı?

Ne zaman ki ülkeyi, vatandaşı ilgilendiren bir konu olsa anında içi boş tartışma ortamının fitili ateşlendi.

Tabi unutkan bir toplum olduğumuz için çoğu şeyi anımsayıp üzerine muhasebe yapmıyoruz.

Yoksul ve dar gelire sahip insanlar yarın ne yiyeceğini, fatura ve kirasını nasıl ödeyeceğini düşünür.

Ülke ve kendisiyle ilgili tartışmaları kayıtsız bir biçimde sadece izler!

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki yeterince beslenmeyen ve de protein alamayan insanlar bir süre sonra sağlıklı düşünme, itiraz etme, hakkını savunma yetisini kaybederek etkisiz hale geliyor.

Aylık 17 bin TL ücretle çalışarak ailesini geçindirmeye çalışan milyonlarca insanın durumu tamda böyledir.

Bu arada Türkiye’de çalışanların yüzde 40’ı asgari ücret alıyor.

Kitlesel yoksullaştırma aslında bilinçli ve programlı şekilde uygulanıyor.

Bunu adı ise yeni ekonomik program, kemer sıkma falan adı altında uygulanıyor.

Ülkenin kaynaklarını halka değil bir avuç kesime aktaranlar dar gelirli vatandaştan daha fazla fedakârlık bekliyor, cenazeyi beraber kaldırmayı öneriyor!

Bertolt Brecht ne güzel demiş:

“Sofradan en fazla payı alanlar, bize kanaatkâr olmayı öğretiyor. Karnını doyuranlar, açlara seslenip gelecek güzel günlerden bahsediyor.”

Ülkemizde de durum aynen böyle.