ÜRKÜTEN GÖRÜNTÜLER
Öyle bir iklimde yaşıyoruz ki, ne konuşacak ne de yazacak konu sıkıntısı çekmiyoruz.
Bu konuda esas marifet, birkaç konuyu tek makaleye sığdırabilmek.
Yaşadıklarımızı anlamak ve anlatmak gün geçtikçe zorlaşıyor.
Pazar akşamı turistik bir kent olan Fethiye’de yaşananları gördükten sonra ilk aklıma gelen Sivas Madımak katliamı oldu.
Düşüncesine katılmasak bile, farklılıkların zenginlik olduğunu ne çabuk unuttuk?
Ayrışmak, ayrıştırmak böyle bir şeydir.
Bir anda sokaklar ve caddeler öfke seline dönüşür.
Malatya’da yedi yıl önce Zirve Kitabevi’nde bıçakla boğazları kesilerek öldürülen insanların failleri birkaç gün önce serbest bırakıldı.
Öldürülen insanların aileleri şaşkın…
Bir anda o kadar çok gündem oluşuyor ki, bunların hangisini konuşacağız?
İşsiz babanın cinnet getirerek öldürdüğü eşini mi, yoksa öfkesini alamayıp olup bitenden habersiz küçük bebeği, ezerek öldürdüğünü mü?
Hangisi bizim gündemimiz?
Ne yazık ki, biz bu konuların hiçbirini konuşamıyoruz.
Yolsuzluk ve rüşvetin aklanma yeri sandık değil.
Ve sandık “Deniz” gibi değildir.
Sandıktan çıkan sonuç her kirliliği temizlemez.
Hukuk devleti olmaktan vazgeçtiğiniz an tüm değerler sisteminiz alt üst olur.
Kardeş kavgası başlar, kurumlar yozlaşır, insanlar birbirini ötekileştirir.
Sayısal üstünlük her şeyi yapma hakkını vermez kimseye.
Zor günleri aşmanın yolu birbirimizi anlamaktan geçer.
Bu coğrafyada binlerce yıldır yan yana yaşamış insanları birbiriyle kavga ettirmek isteyenlere sözüm var.
Bu tür kavganın ve öfkenin kazanan tarafı olmaz.
Hepimiz kaybederiz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.