Silvan, Suriye’de mi ?

Silvan, Suriye’de mi ?

 

 

Diyarbakır’ın Silvan ilçesinden son dönemde gelen haberler ve görüntüler, Suriye’de yaşanan iç savaşta ortaya çıkan haber ve görüntülerden daha ürkütücü.

Peki, Silvan’da neler oluyor ?

Öncelikle belirtmeliyim ki, hükümet, terörle mücadele konsepti kapsamında PKK ya da gençlik yapılanması YDGH militanlarının yuvalandığı diye tanımladığı bu ilçemize OHAL yaşatmakta, suçlu ya da suçsuz olduğuna bakmaksızın halkın üzerinde terör estirmekte ve sokaklar savaş görüntülerine sahne olmaktadır.

Hepsinden öte 10 gün süreyle sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.

Ne oluyor, o bölgede savaş var da, ülkenin diğer yanının haberi mi yok ?

Meclis’ten savaş tezkeresi geçti de bizim mi haberimiz yok ?

Anlamak için, bölge insanı olan ve HDP Diyarbakır Milletvekili olarak görev yapan İdris Baluken’in, sokağa çıkma yasağının dokuzuncu gününde kamuoyu ile paylaştığı ifadelere kulak vermek lazım.

‘’Sokağa çıkma yasağı olan Silvan'daki polis ablukasını protesto etmek isteyen yurttaşlara tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırıldı. Saldırı esnasında ilçedeydim. Tekel, Mescit ve Konak mahallelerinde elektrik, su ve iletişimin yok. Mahallelere ulaştırılmaya çalışılan yardımlar da engelleniyor. Hem ağır silahlarla hem havadan helikopter desteğiyle hem de zırhlı araçlarla sivil halkın yaşadığı yerler bombalandı. Bu mahallelerde çok sayıda yaralı ve yaşamını yitirenlerin olduğuna dair bilgiler vardı. Bu saate kadar bize ulaşan yaşamını yitirmiş 1 kişi tespit edildi ancak bu sayı daha yüksek olabilir. Çünkü mahallelere girişlere ısrarlarımıza rağmen milletvekilerine dahi izin verilmiyor. O yüzden net ölü ve yaralı sayısını aktaramıyoruz.

Silvan halkının oradaki saldırılarla ilgili ortaya koyduğu demokratik bir tavır var. Kısa süre önce yüzlerce kişinin olduğu yürüyüşe gaz bombası ve tazyikli suyla saldırı oldu. Vekil heyetimizden bir kısmı o sırada Kaymakamlıkta görüşme halindeydi. Beş milletvekilimizin de aralarında olduğu yürüyüşe saldırı oldu. Şu anda da silah sesleri kesilmiş değil mahallelerden silah sesleri yükseliyor."

Milletvekillerimiz Sibel Yiğitalp ve Nursel Aydoğan şu an yasağın olduğu mahallelerde, haber alamıyoruz. Onun dışında Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, Kadri Yıldırım, Feleknas Uca, Altan Tan, İmam Taşçıer, Edip Berk, Mahmut Toğrul ve Batman Milletvekili Mehmet Ali Aslan buradaydı. Bu arkadaşlarımızdan bir kısmı Kaymakamlıkta görüşmedeyken birkaçı da halkla birlikte mahalleye gitmek istedi ancak ciddi bir saldırıyla karşılaştılar.

Mahalleden bize gelen bilgiler arasında yaralıların alınmadığıdır. 112 komuta merkezi de güvenlik nedeniyle izin verilmediğini gün içerisinde bize ifade ettiler. Ancak resmi yetkililer de her görüştüğümüzde ambulansla yaralıların alınmasına engel olmadıklarını iddia ediyorlar ama mahallelerden gelen bilgiler ve 112 komuta merkezinden iletilen bilgiler bu resmi bilgilerin doğru olmadığını gösteriyor."

İnsan Hakları Derneği, Ticaret ve Sanayi Odası'nın getirmiş olduğu malzemeler vardı. Bizler bu ihtiyaç malzemelerinin oralara ulaştırılması için yaptığımız görüşmelerden olumlu sonuç alamadık. Sokağa çıkma yasağı nedeniyle izin veremeyeceklerini söylüyorlar. Dolayısıyla yardım malzemelerin geçişlerine fiili bir engel durumu var.’’

Sadece bu kadarı bile, bölgede savaş hali uygulandığını göstermeye yeterli…

Sahi, Silvan Suriye’de mi ?

Yoksa, bölgenin tamamını Suriyelileştiren bir global politikanın yansımalarına koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak engel mi olamıyoruz ?

Çünkü, devletin, yaşananlar karşısındaki tavrı, İdris Baluken’in de dediği gibi CİDDİYETSİZ…

Bölgeyi bu hale dönüştüren ‘ideolojik tercih farklılıkları’ da, elbette ki önemli.

HDP’nin Türkiyelileşme politikasına ivme kazandırmaya çalıştığı 7 Haziran-1 Kasım sürecinde hem PKK’nin tavrı (eylemler ve öz yönetim ilanları) hem de AKP’nin ‘’benim istediğim gibi olursa gerçekleşir’’ mantığına denk düşen sözde ‘’süreç politikası’’ yaşananların temel gerekçeleridir.

Restleşme, aynı ülke topraklarında yüzyıldır kardeşçe yaşayan iki halk arasında kin ve nefret tohumları ekmeyi körükleyen bir görüntüye sahip. Oysa, bu kargaşadan yararlanan tek güç uluslar arası tekelci sermayedir.

Şimdi, bir kez daha düşünme zamanıdır.

Silvan Suriye’de mi ?

Eğer ‘’Değil, Türkiye topraklarında. Sen ne saçmalıyorsun ?’’ diyenleriniz varsa, o zaman ‘’Silvan’ı karıştıran, bölgeyi savaş alanına çeviren politikalar kimin ?’’ ve ‘’Sürecin böyle sürmesinden kim yararlanır ?’’ sorularının yanıtını vermek gerekiyor.

Evet, birileri bu soruların yanıtını vermelidir, çok geç olmadan…

 

 

Bu yazı toplam 198 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi