Her seçim dönemi bazıları bir takım etkenlerden (çıkar-yaranmak-koltuk ve maddi beklenti) dolayı taraftarı olduğu partinin kazanacağına inanır.

Hem inanır hem de başkalarını kandırmaya çabalar.

Bugünlerde tam da bu türden şeylere tanıklık ediyoruz.

Sosyal medyada, ‘’Seçimi kesin kazanıyoruz, az dişinizi sıkın’’ türünden paylaşımları siz de görmüşsünüzdür.

Veya sokakta, çarşıda pazarda, ‘’Seçimi falanca aday kesin kazanıyor’’ türünden bir sürü boş lakırdıya kulak kabartmışsınızdır.

Ne var ki gerçeklik onların istekleri ve beklentilerinin, hayal dünyasının çok ötesindedir.

Gerçek ile düş bambaşka şeylerdir.

Seçimlerde bölgecilik, hemşericilik, yörecilik, adamcılık yapanların topluma vereceği hiçbir şey yoktur.

Tek bir şeye neden olurlar o da toplumu ayrıştırmak!

Bizden olan ve olmayan diye insanları yaftalayarak kazanılan seçimin akıbeti, meşruiyeti hep meçhuldür.

Politik ve ideolojik altyapısı olmayan hiçbir partinin de geleceği yoktur.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu CHP bundan dolayı 100 yıldır var.

Çocukken babamın CHP ve Ecevit sevgisine tanıklık ettim.

Akşam eve dönünce tabi bir sürü azarda yemiştim.

10 yaşındayken, Bülent Ecevit’in İstanbul’da ki büyük Taksim mitingine evden kaçarak gitmiştim.

Akşam eve dönünce tabi bir sürü azarda yemiştim.

Miting alanında o kadar çok devasa kalabalık vardı ki Ecevit kırmızı seçim otobüsü üzerinde halkı selamlayarak konuşma yapacağı noktaya bir saatte varabilmişti.

Ecevit’e ilgi muazzamdı.

CHP ve Ecevit, sağ siyasetin iktidarları döneminde yoksullaşan, ekonomik sorunlar girdabına kapılmış topluma soldan seçenek sunarak, ‘’Ne ezen, nede ezilen insanca hakça bir düzen’’vadediyordu.

Yeni bir hayatı, umudu öngörüyordu.

31 Mart’ta seçim var, sağın alternatifi yine sağ olmamalı.

Bu düzen böyle devam etmemeli.

Türkiye’de artık sağ siyasetin söyleyeceği hiçbir şey kalmamıştır.

Kendi yarattıkları sorunlara yine kendilerinin çözüm olacağına dair yalanlara aklı başında hiç kimse inanmamakta.

O gitsin ben bölgeyi, ülkeyi çok daha iyi yönetirim diyen farklı sağ bir anlayışa da sandıkta geçit verilmemeli.

Adları değişik olsa da yok birbirlerinden farkı çünkü aynı membadan besleniyorlar!

Bölmek, ayrıştırmak, kutuplaştırmak adına ne varsa geri durmuyorlar.

Türkiye’nin bu şekilde daha fazla gitmesi mümkün değil.

Seçime 5 kala geleceğin için 5 dakika iyi düşün ve kararını ver.

Tabi nasıl ve ne şekilde yönetilmek istiyorsan!