SEÇİM ÖNCESİ SESSİZLİĞİ...!
Başkent’te ki siyasetçi hapşırırsa taşradaki insanlar nezle olur.
Geçtiğimiz hafta sonu oldukça tartışmalı geçti.
Darıca’da bir lisede kız öğrenci çocuğuna aynı okulda okuyan erkek öğrenciler tarafından yapılan cinsel istismar bir kez daha “ne oluyoruz” sorusunu hatırlattı.
Şiddet sarmalı toplumu olanca hızıyla kuşatmış durumda.
Ülkenin her hangi bir yerinde bir kıvılcım çıksa başka bir yerde anında yangına dönüşüyor.
Cumartesi günü Darıca HDP binasına silahlı saldırıda bulunuldu.
Kimin saldırdığı, neden saldırıldığı önemli.
Kavga etmek için o kadar çok neden var ki, hangisi bir diğerinden öncelikli olduğunu tahmin bile etmek güçleşti.
Ortak hayallerimiz giderek azalıyor.
Çünkü siyasetçilerimiz geleceğe dair ne varsa hızlı bir şekilde tüketiyor.
Seçimlere bugün itibariyle 103 gün kaldı.
İç güvenlik yasa tasarısı krizimizi biraz daha derinleştirdi.
Nereden bakarsak umut verici görüntü ve gelecek vaad edilmiyor.
Öfke ve nefret söylemleri, akıl tutulması yaratmış durumda.
Bu iktidarın yapabileceği en doğru karar susup insanların neler söylemek istediğini dinlemek olmalı.
Hayat şartları hepimize önemli görev ve sorumluluklar yükledi.
Siyasetçi yerine getiremeyeceği vaadlerde bulunmamasını tavsiye ederim.
Eğer siyasette normalleşme gerçekleşmezse önemli sıkıntılar bizi bekliyor.
Sosyal medyada yapılan tartışmalar toplumun ruh halinin ip uçlarını veriyor.
Onca tartışma konumuz ortada dururken yeni bir tartışma başladı.
Süleyman Şah türbesinin taşınması kimilerine göre şah mat alarak değerlendirildi.
İktidara yakın çevrelere göre büyük bir zafer olarak kabul edildi.
Anlaşılan siyasetin sıcak günlerinde tartışılacak çok sayıda konu ve gündem bizi bekliyor.
Neyse konumuz politika yapmak değil.
Bir toprak parçasının ne anlama geldiğini anlamaya çalışmaktır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.