Bugüne kadar ki pazar hikâyelerimin genel duruşu, bugünün pazar olmasından esasla atar giderden arınmış hikâyeler idi: Malum pazar, herkese pazar. Bugün o kuralımı nokta atışıyla olmasa dahi, kısmen çiğneyecek olabilirim…

Aslında vakayı belgeleştirebilirsem, bir haber konusudur kendisi. Ancak belgelenmesi, bir seneyi de bulabilir: Gebze Bölgesi’ndeki ilçe belediyelerinden birinde yaşanan hadise..

O belediyenin 2021 yılına dair hesap kitabını araştıracak denetim komisyonunda yer alacak CHP üyesinin dikkatiyle, açığa çıkabilir.

Öte yandan, denetim komisyonlarında yer alan CHP üyeleri demişken..

Söz arasında şunu belirtmekte fayda var: Bence CHP o komisyonlar için üye belirlerken deneyimi daha ön planda tutmalı. Kimi olumsuz örneklerine tanık olduk bu dönem. (Atar gider 1)

**

Doğrudur yanlıştır, çok ayrı mesele. Ülkemiz siyasetinin şöyle bir gerçekliği, özellikle yerel seçimler sonrası belediyelerde var:

O il, ilçe veya beldenin belediye başkanlığını hangi partinin belediye başkanı kazanırsa kazansın;

Üyesi olduğu partinin tabanının gerek istihdam, gerekse belediyenin kimi iş ve ihalelerinde pay edinmek gibi beklentileri olmuştur, olacaktır..

Geçiniz parti tabanını, “Yeni Türkiye”de üstelik yasa maddesine aykırılığa karşın belediye meclis üyelerinin kimi ihale ve işleri aldığına, sıklıkla tanık olunmaktadır. (Atar gider 2)

Vakaya günümüzün yerel iktidarı AKP ölçeğinde sorguladığımızda, paylaşım kültürü yetersizliğinden ötürü kimi sorun ve sıkıntıların yaşandığı da vakadır.

Yani belediyelere iş yapan bir AKP’li, bu anlamda bir diğer “AKP’li kardeşinin” başka bir işi almasına değil vesile olmak, engellemek çabasındadır.

Gündemin sürekli değiştiği ülkemizde yakın tarihli, “pudra şekeri” vakasının kahramanı Kürşat Ayavatoğlu’nun parti içinde “odacılık” diye tabir edilen maaşlı bir görevde yer almasına karşın dudak uçuklatan fiyattaki afili otomobil içindeki görüntüleri, buzdağının sadece görünen yüzü idi örneğin..

Ve yaşandığı söylenen, benim de emin olduğum, belgesinin izini sürmeye başladığım bir hikâyeye göre;

Gebze Bölgesi belediyelerinden birinde organize işlerinin sürekli aynı kişi tarafından alınması, rahatsızlık yaratır..

Yeni bir organizasyon işinin duyurusu, çok daha fazla kişiye yapılır ve işe talip olmaları istenir.

20’nin üzerinde başvuru olur.

İşe 30 bin lira bedel konur ve bir kişiye verilir…

O kişi o işi 20 bin liraya..

O belediyenin bir daha iş vermek istemediği organizatöre pas eder.

İşi alan kişi bu şekilde, hiç emek sarf etmeden 10 bin lirayı cebine indirirken (Atar gider 3)

İşi pas ettiği kişi de hiç zahmetsiz yeni bir iş edinirken tabiri caizse, “Kapıdan kovulduğu belediyeye bacadan girmiştir…”

Öte yandan aynı organizatör kişinin sürekli iş yaptığı belediyelerden birinin, mesleği organizatörlük olmasına karşın çit işini de yaptığı belgeli şekilde, görülür. (Atar gider 4)

**

2019 yerel seçimlerine doğru..

Gebze’de AKP’nin belediye başkan adayı olarak Zinnur Büyükgöz’ün belirlenmesinin ardından Gebze Spor Salonu’nda düzenlenen tanıtım toplantısındayım.

Belediye başkanı hariç, 37 kişilik meclis için 100 civarı 100’ün üzerinde kişi başvurdu.

AKP seçime malum; Cumhur İttifakı bileşeni MHP desteğiyle girdi. Meclise 27 üye sokabildi.

O biriken kalabalığa bakıyor, bazılarını az biraz tanıyor, gözüme kestiriyorum: Değil Gebze Belediye Meclisi’nde üyelik, muhtara azalık, apartman yöneticisine yardımcılık yapabilecek kapasitede olmayan kimi zevat.. (Atar gider 5)

Adaylık için ön seçim değil atamanın yapılacağı..

Ehliyet veya liyakatin değil biatın ön planda tutulacağı..

Belediye meclis üyelerinin belediyeden iş almasının da meşrulaştırılmaya çalışıldığı.. (Atar gider 6-7-8)

“Yeni Türkiye’de”… “Ya tutarsa” misali, biraz da kendisini göstermek için boy boy dizilmiş..

Sözüm ona iktidar partisi, belediye meclis üyesi aday adayı tanıtıyor! .. (Atar gider 9)

Neyse ki bazen; doğruluğuna şahsım adına emin olduğum ama belgesi en azından şimdilik olmamasından ötürü haberleştiremediğim komik vakalara da denk geliyoruz..

Nasıl olsa belgeleştirip haberleştirince de fazla bir şey değişmiyor: Artık gülünüp geçiliyor..

Hiç olmazsa pazar neşesi olsun diye, yazdım…