Her terör saldırısı sonrası lime lime oluyoruz.

Ağıza alınmayacak küfürler, iki kişi arasında normal koşullarda bile kavgaya neden olabilecek ifadeler.

Aman Allahım ne günlere geldik...

Sosyal medyada yaşananlar gelecekte bizi nasıl bir tehlike ve tehdititin beklediğinin habercisi gibi.

Bazı sözler vardır kurşun yarasından ağırdır.

Bunu neye dayanarak söylüyorum, pazartesi günü haber merkezindeki arkadaşlarım facebook üzerinden bir paylaşım gösterdiler.

Paylaşımı yapankişi Ak Parti Dilovası Gençlik Kolları Başkanı, konu Beşiktaştaki hain saldırı.

Aklınca terör örgütü ile CHP’yi aynı karede göstermeye kalkışmış.

Bu yaklaşım Ak Parti’nin sağ duyulu insanlarını bile tasvip etmeyeceğini düşünmek istiyorum.

Bu şahıs hakkında Cumhuriyet savcılığının ve Ak Parti yöneticilerinin nasıl bir tepki göstereceğini merak etmekteyim.

Buna benzer facebook paylaşımları atan iktidar partisine mensup insanlar hiç de az değil.

Ne olacak bu durum, bu ülke şuanda iki ayrı parçaya bölünmüş.

Küçük bir kıvılcım insanları ne hale getirir.

Bu saldırganlık önce Güneydoğu eksenli başlatıldı.

Irkçılığın doğusu, batısı olmaz.

Ölen insanlarımızı birbirinden ayırma haksızlığı kabul edilemez.

Irkçılık insanlığın en büyük düşmanıdır.

Bir kaç gündür televizyon izleyemiyorum.

Çocukların, masum insanların çığlıkları yürekleri dağlıyor.

Her mikrofondan dalga dalga yayılan hamasetin “ikna” edemediği o kadar çok insan var ki.

Onlar devletin kutsallık atfedilecek bir varlık değil, toplumlar kaostan uzak yaşasın diye geliştirilmiş vergilerimizle finanse ettiğimiz bir organizma olduğunu biliyor.

Can güvenliğini her devletin yurttaşlarına sağlamak zorunda olduğu, temel ödevlerin başında geldiğini, devlet için ödev olan can güvenliğinin vatandaş için “temel hak” olduğunu bilmeliyiz.

Bir devletin, kabileden ve/veya mafyatik yapılardan ayıran temel unsur hukuk kurallarına dayalı olmasıdır.

Yaşam hakkını, can güvenliğini sağlama ödevini yerine getirmeyip bu alanı dini kavramlarla nizam ve terbiye etmeyi bir siyaset mühendisliği olarak görebilirsiniz!

Ama biz ölümü değil yaşamı yücelten yerde olmalıyız!

Aksi halde her ölümün arkasından ayrışırız.