İYİMSER OLMAK...!
İç de ve dış da sıkıntılı günlerden geçiyoruz.
Bombalı terör saldırılarında çok sayıda asker, polis, sivil yurttaşımız yaşamını kaybetti.
Bunların hepsi iki yıllık süre içerisinde artarak devam etti.
Ülkemizin fotoğrafı bu...
Birlik beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz.
Önceki gün üç siyasi partinin Genel Başkanları CHP, AKP, MHP Çankaya Köşkünde buluştu.
Ne için; teröre karşı tek vücut olduklarını göstermek için.
Ülke insanına moral vermek için.
Sıkıntı sadece “terör örgütleri” ile sınırlı değil.
Toplumda ciddi kamplaşmalar yaşanmakta.
Hiç kimse bir diğerine tahamül edecek durumda değil.
Bu durumun sürdürülebilir tarafı yok.
İşin en kötüsü toplumun en eğitimsiz kesimi her şeyi bildiğini sanıyor!
Kendisi gibi düşünmeyen insanlara öfke duyuyor!
Geçmiş yıllarda farklı düşünceler vardı, ancak insanlar birbirlerine saygı gösterirdi.
Bu işin bir adım ilerisini telaffuz etmek dahi istemiyorum!
Bu durumu ben görüyorsam, bu ülkeyi yönetenler mutlaka görüyordur.
İnsanlar birlikte yaşama iradesini adım adım kaybediyor.
Bu durum sadece etnik düşüncelerle sınırlı değil.
İçeride durum bu...!
Dışarı da çok mu farklı...!
Gözümüz kulağımız Suriye’deki gelişmelerde;
Fırat Kalkanı Operasyonunda...!
Avrupa ile olan köprüleri yakmak üzereyiz!
Bu hava yatırımcıyı etkiler.
Ekonomi iyi değil!
Bunu ben söylemiyorum, ülkeyi yöneten siyasetçiler her fırsatta dile getiriyor.
Bütün bunlar olurken bizler neyle uğraşıyoruz.
Bunca sıkıntının içerisinde rejim tartışması tüm hızıyla devam ediyor.
Bu durum yeni bir kavga, yeni bir kutuplaşma demektir.
Yaşanan bu durum nereye savruluyor.
Başkanlık isteyenler ve başkanlığa karşı olanlar...!
Hem de birlik beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz günlerde.
Önceki gün GTO’nun düzenlemiş olduğu Kobilere Nefes kredisi tanıtıldı.
Gönül isterki bu kredilere ihtiyaç duyulmasın.
Unutulmasın ki, yarın liderleri bile takmayan büyük bir çoğunlukla karşılaşılabilir.
O zaman hiç kimsenin ne makamı kalır ne de itibarı!
Lütfen toplumun sinir uçlarıyla fazla oynamayın!
Devletin bürokratları iktidar partisinin sözcüsü gibi davranmasın.
TÜİK rakamları ortada...
İnsanlar çaresiz!
Bu durum sürdürülebilir olmaktan hızla uzaklaşıyor.
Girdiğimiz dar sokağın çıkışı yok.
Yol yakınken dönme fırsatı var.
Bunun da yolu demokratikleşmeden geçiyor.
Sıkışan toplumlar sadece gemileri yakmaz, gemilerle birlikte limanları da yakar...!
Unutmayalım ki, kaybedecek hiç bir şeyi olmayan insanlar herşeyi göze alır...!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.