Aktan Uslu

Aktan Uslu

Ölüler “Evet” desin. Ya öldürülenler “Hocaefendi”

Ölüler “Evet” desin. Ya öldürülenler “Hocaefendi”

Basınımız camiasında, Cüneyt Türesin’in hayli aktif olduğu zamanlar kurduğu www.bizimdarica.com adlı haber sitesine de, Türesin’in talebi üzerine 2010 yılında hayli yorum yazmıştım. Site halen varlığını sürdürüyor.

Arşiv yorumlarıma iş yoğunluğuyla sıkıştığım zamanlarda bir sığınak olarak başvurduğum doğrudur. Gerçi kendime ait düzenli bir arşivim hiç olmadı. İnternetin nimetlerinden faydalanıyorum.

11 yıl önce yazmışım bu yorumu..

Fethullah Gülen’in “Hocaefendi” olduğu..

Hocaefendiciler’in her yorum sonrası feryat figanda bulunduğu yıllarda..

Dönemin referandumundan “Evet” çıkmasını isteyen Süleymancılar dâhil diğer birçok mezhep, tarikat, cemaat mensuplarının sırf bu tavrından, üstelik aleni ahlaksızlık içermesine karşın Gülen’i yere göğe sığdıramadığı yıllar..

Her zaman şunu söylerim.

Bir duruşu olmalı insanın.

Örneğin…

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası GESİAD’ın meşhur vefa ödülünden payına düşeni alanı kırıp parçalamak değildir duruştan kastım.

Hocaefendi olduğu yıllarda varsa verilecek ödülleri, aleni ret etmekti.

Bu ve benzeri yorumlardan ötürü ne çalıştığım yerlerde “kellem”in istendiği kaldıydı.

Ne de “ayak takımı” olduğum.

Ancak tüm o tavırların sahiplerinin çoğu, Hocaefendileri’nden edindikleri öğreti gereği güce tapmayı sürdürüp anında saf değiştirdi ve sosyal medyadaki görsellerini Erdoğan, Atatürk süslediydi.

Neyse, bu kadar girizgah yeter.

2010 yılında, vakti zamanında, Ölüler “Evet” desin. Ya öldürülenler “Hocaefendi” başlıklı o yorumumda şöyle kelam etmişim.

 

**

 

Cemaatinin üyelerine ne tür bir “ahlak” anlayışı aşıladığı Gebze’deki örneklerinden ortada olan Fettullah Gülen “Hocaefendi”, ABD’den aldığı talimat ile yine bastı “fetva”yı. “Hocaefendi” ölülerin bile mezarlıktan kaldırılıp “evet” oyu vermesi gerektiğini savundu ki o kadar olur. Ben kendi adıma şundan endişelendim. Şayet “Hayır” oyunun fazla çıkacağı anlaşılır da hele ki sandık kurullarında Fettullahçı “ahlak” sahipleri örgütlenirse, ölüler sandığa getirilip “evet” oyu verdirilir mi, verdirilmez mi?

 

AKP Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, Gebze Ticaret Odası’nın Meclis toplantısında yaptığı konuşmada 12 Eylül’de “evet” oylarının daha yüksek oranda çıkması durumunda ülkemize özellikle dış yatırımın yağmur gibi yağacağından falan söz ediyor. Işık nerede ne konuşacağını gerçekten çok iyi biliyor. Ancak bir tanımlama ile bir işçi kentinin milletvekili olan Fikri Işık hala Türkiye’ye yabancı yatırımın gelme gerekçelerinden birinin ucuz, sendikasız işçilik olabildiğini çözebilmiş değil. Biz bu ilçede, kar rekorları kıran Philips’in Gebze OSB’deki fabrikasında bile kar marjının beğenilmemesinden ötürü işten atmalara tanık olmadık mı, olduk? Fikri Işık bundan ne kadar haberdar.

 

Referanduma 1.5 aydan az bir süre kaldı. AKP’liler piknik, düğün, köşe bucak her ama her yeri gezip “Evet” oyunun verilmesi gerektiğini anlatıyor. Gitmedikleri tek bir yer var. Sendikalar. Henüz yandaş olmayan sendikaları da ziyaret ettiklerine tanık olmadım ancak onlar da kararlarını açıkladılar. Yakın zamandaki iki yorumumda da ifade ettim.

 

Özellikle Gebze ölçekli çalışmalarda Gebze Sendikalar Birliği başta olmak üzere sendikalara ziyaretlerde bulunulup çalışma yapılacak mı? Bu temas ve diyaloglarda emekçilere “Evet” oyu vermeleri için ne tür gerekçeler sıralanacak? Bakınız. Çelmer’de, işverenin bariz bir şekilde mevcut Anayasa’yı çiğnediği işyerinde film koptu. Pazartesi günü öğlen saatlerinde başlayan işgal bu yorumu yazdığım (dün 10.00 suları) süreçte de devam ediyordu. Hadi. Tavuk kadar yürekleri varsa eylemden sonra AKP’liler Çelmer işçilerine gidip neden “Evet” oyu vermeleri gerektiğini anlatsın.

 

Şunu çok net ifade ederim ki Zeki Aygün, Fikri Işık, Eyüp Ayar dahil olmak üzere ilimizdeki hiçbir AKP’li de referandumun aslında ne getirip ne götüreceğinden bilgi, fikir sahibi değil. Maddeler üzerinden, yüzeysel cümle ve ifadeler ile insanlardan evet oyu vermeleri isteniyor. Oylamanın neden madde, madde yapılmadığına dair soruya verilen hiçbir somut yanıt yok.

 

12 Eylülcüler yargılanacak mı?” sorusunda her kafadan ayrı bir ses ve yanıt çıktığına, kendi adıma en az üç kez tanık oldum. Şekil ve görüntü o ki bu referandumda ne oylanacağının sadece bilmemiz gerektiği kadarını biliyoruz. Altından ne tür şeyler çıkacağına dair kuşkuyu ise emperyalist işbirlikçi Fettullah Gülen “Hocaefendi”nin ABD’den verdiği fetva körüklüyor. Kendi adıma şunu ifade ederim ki cemaatinin üyelerine ne tür bir “ahlak” anlayışı Gebze’deki örneklerinden ibaret olan “Hocaefendi”nin “evet” dediği her bir şeyde vardır bir satış, tezgah, Fettullahçı “ahlak”, nalet ve garabet.

 

 

“Hocaefendi” ölülerin bile diriltilip “evet” oyu vermesi gerektiğini savunuyor da diriyken öldürülenleri caydım, yaşamları ve yaşam biçimleri öldürülenlerin ne şekilde oy kullanması gerektiğine ilişkin bir yorumda, tespitte, işarette ve fetvada bulunmamış. Ya da belki bulunmuştur da benim dikkatimden kaçmıştır. Çok merak eden Demokrat Gebze Gazeteötesi’nin sitesinden de girip okuyabilir. Ona ne şüphe ki “milyonların” izlediği konuşmasında hepsine bir, bir yer vermiştir “Hocaefendi.”

 

İsrail’in Mavi Marmara’ya yaptığı saldırı sonrası her zamanki gibi faşizmi alkışlayan tavrı ile sokak eylemlerini bıçak gibi kesen “Hocaefendi” belki konuşmasının bir yerinde öldürülenlerin de ne tür oy vermesi gerektiği konusuna değinmiştir diyorum, başka da bi’şi demiyorum.

 

Bu yazı toplam 1949 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Aktan Uslu Arşivi