NEREMİZ DOĞRU Kİ
Deveye demişler "Boynun eğri", "Nerem doğru ki?" diye cevap vermiş.
Aile hekimliği sözleşme ve ödeme yönetmeliğinde değişiklik yapıldı.
Gerekçe olarak hastanelerdeki yükün azaltılması amaçlandığı gösterildi.
Nasıl bir yük? Kimden alındı? Kime bindirildi?
Anlaşılır ve uygulanabilir değil.
Bu yeni uygulama ile kayıtlı hasta sayısına göre olan ödeme 4000'den 3500'e düşürüldü.
Ancak hizmet verdiği hasta sayısında azalma yapılmadı.
Yani aile hekimlerinin poliklinik sayısında ve iş yükünde azalma olmadı.
Hastanelerden randevu alamayan hastalar, mecburen aile hekimlerine gidiyor.
Gebelik, aşı, bebek ve gebe takibi de keza aile hekimlerinde...
Bu durum, hastalara ve koruyucu hekimlik uygulamalarına yeterli zaman ayrılmasını engeller.
Belli ilaç gruplarının reçetelenmesi ve sevklerini sınırlayarak, hekim bağımsızlığına müdahale etmektedir.
Yeni yönetmelikte hekimlerin en çok tepki gösterdiği maddelerden biri de hastaların hekime puan vermesi ve bu puana göre ödeme yapılması. ..
Hastalar neye göre hekimi puanlayacak?
Diyelim ki hasta usulsüz bir istekte bulundu ve hekim bunu reddetti.
Bu durumda hasta, istediği olmadığı için düşük puan verecektir.
Usulsüzlüğe engel oldu diye, bir hekimin cezalandırılması kabul edilebilir mi?
Hangi meslek grubunda bu var?
Yeni yönetmeliğe göre, her bireyin en az 6 ayda bir aile hekimine başvurması isteniyor.
Son 6 ayda aile hekimine gitmeyen kişilerin kat sayısı yarıya düşüyor.
Aile hekimine yapılan ödeme yarı yarıya düşüyor.
Dünyanın hiçbir ülkesinde, 6 ayda bir aile hekimine muayene olma zorunluluğu şeklinde bir uygulama yok.
Sağlıklı bir kişi, işinden izin alıp, neden aile hekimine yılda iki kez gitmek zorunda kalsın?
Bu durum, sağlık kaynaklarını gereksiz kullanımına ve iş gücü kaybına da neden olmaz mı?
Yeni yönetmelik ile kronik hastalık takiplerinin hyp denilen hastalık yönetim platformuna işlenmesi isteniyor.
Aile hekimleri zaten yıllardır kendilerine kayıtlı kronik hastalığı olanları yakından takip ediyor ama farklı bir internet sitesine bu verileri girmiyordu.
Şu an yeni yönetmelikle bakanlığın en çok istediği şey, bu verilerin başka bir site olan hyp sitesine işlenmesi.
Hekim bu işlemi yapmazsa, ödemesinde kesinti olacak ve sözleşme süresi dolduğunda sözleşmesi yenilenmeyecek.
Aile hekimlerinin iş güvencesini ortadan kaldıracak.
Peki bu hyp'nin hastalara etkisi nedir?
Öncelikle zaten kişilerin hastalıkları aile hekimleri tarafından takip ediliyor.
Aile hekimi hasta yanındayken bu verileri hyp sistemine girerse, bir hastanın muayene odasında 30-40 dakika daha fazla kalması gerekecek.
Her gelen hastaya, en az yarım saat bu işlemi yapan hekim hastalarını ne zaman muayene edecek?
Kronik hastalığı olanların ilaçlarını ne zaman yazacak?
Mesai saati 8 saat olan hekim bu şartlarda günde 20-30 hasta bakabilecekse bu işleri ancak yapabilir.
Peki diğer hastalar ne yapacak?
Zaten hastanelere randevu bulamayan hastalar kolayca erişebildiği aile hekimlerine de muayene olamayacak .
Ya da muayene olabilmek için günlerce beklemesi gerekecek.
Sabah gittiği aile hekiminden belki de kendisine sıra gelemeden ayrılmak zorunda kalacak.
Karmaşık hesaplamalar ile ulaşılması mümkün olmayan, ulaşılsa bile halk sağlığı için faydasız performans kriterleri içermektedir.
Örneğin bir hastanızı kronik hastalığı nedeniyle takip ediyorsunuz ve onun verilerini HYP denen hastalık yönetim platformuna giriş yaptınız.
Eğer bu hasta DM veya HT hastası ise aile hekimine göz, nöroloji , nefroloji gibi dallara sevk önerisinde bulunuyor.
Hastalarımız zaten randevu alamıyor.
Bunu yapmadan önce 2. ve 3. basamağı entegre etmeli .
Bu uzmanlık dallarından randevu alamayan hastaların, sağlığına yeni yönetmeliğin hastaların hiçbir katkısı yok.
Aile hekimleri veri giriş elemanı gibi kullanılmış oluyor.
Yani bakanlık yapılan işin kalitesine değil sayısına değer vermektedir.
Aile hekimine kayıtlı hastalar devlet hastanesi, üniversite ya da özel hastaneye son altı ay içinde 7'den fazla başvurursa aile hekiminin ödemesi kesilecek.
Aile hekimi hastasının hastaneye gitmesine neden engel olsun ya da engel olabilir mi?
Kişilerin aile hekimine başvurmadan diğer hastanelere gidememe gibi bir zorunluluğu yasal olarak yok.
Peki neden böyle bir zorunluluk yokken, hangi hakla aile hekimi cezalandırılıyor?
Yeni yönetmeliğin hastaları belki de en çok etkileyecek maddesi ilaçlarda yapılacak kısıtlamalar...
Bakanlık, ağrı kesici, mide koruyucu ve antibiyotik kullanımına sınırlandırma getiriyor.
İlerleyen zamanda bu ilaçlara yeni ilaçların da ekleneceği biliniyor.
Bu hastalar randevu bulamadığı hastanelere gidip mi ilaçlarını yazdıracak?
Yoksa, muayene ücreti fahiş fiyatlardan başlayan özel hastanelere mi yönlen-diril-ecek?
Bu hastanelerin sahipleri ise malum...
Her gün sağlıkta şiddet haberleri olan ülkemizde, hekimle hastayı karşı karşıya getiren bu madde sağlıkta şiddeti arttıracak!
Hekim ve hasta ilişkisini zedeleyecek!
Aile hekimlerinin iş yükünü arttıracak!
İş güvencesini ortadan kaldıracak!
Hastaların tedavi olma hakkını elinden alacak!
Aile sağlığı merkezlerinde, mevcut ebe ve hemşire eksikliği var.
Gereksiz iş yükü ve maaş azalışları il e birlikte artacak olan istifalar ile pek çok birimin hizmet sunumunda kısıtlamalara neden olacaktır.
Oysa halkın sağlığını koruyan, geliştiren, hekimlerin ve tüm sağlık çalışanlarının mesleki bağımsızlığının olacağı ve istekle çalışacağı,
ülkemizin ihtiyacı olan ikinci basamakla entegre bir birinci basamak sağlık hizmeti programını hayata geçirmek için yapılması gerekenler bellidir:
Aile hekimlerinin, vatandaşa nitelikli bir sağlık hizmeti sunabilmeleri için yeterli zaman ve olanak sağlanmalıdır.
Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelendiği ve ekip anlayışını gözeten bir sistem inşa edilmelidir.
Aile Sağlığı Merkezi sayısı hekim başına 2.000 nüfusu aşmayacak şekilde artırılmalıdır.
Kadrolu ve güvenceli istihdam modeli ile yeterli hemşire, ebe, teknisyen görevlendirilmelidir.
Aşılama ve diğer koruyucu hekimlik uygulamaları desteklenmeli, geliştirilmelidir.
Aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına, emekliliğine yansıyacak tek kalemden oluşan maaş ödemesi, izin kullandıklarında, hastalandıklarında, çocuğu olduğunda veya ailesinden biri öldüğünde kesilmeyecek maaş güvencesi olmalıdır.
2-6 Aralık'ta da 5 günlük iş bırakan aile hekimleri, sağlık otoritesini harekete geçme konusunda zorlamaya devam edeceklerini ve
sonuç alıncaya kadar vazgeçmeyeceklerini ifade ediyorlar.
Yeni yönetmeliğin asıl amacı nedir?
Hastanelerin yükünün azaltılması yönünde bir sonuç , bu yönetmeliğin hangi maddelerinde?
Amaç yine üzüm yemek değil, bağcı dövmek!
Bahtsız bedeviler ülkesinde, eğri develer gün geçtikçe çoğalmakta...
U-mutlu kalalım bakalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.