Ülkemiz, bugüne değin hiç tartışmadığı bir olayın gündemi işgal etmesi üzerine ciddi bir travma geçiriyor ve aylardır çoğu eğitim kurumlarında olmak üzere çocuklara yönelik taciz ve tecavüz olaylarını konuşuyor.

Suç büyük,

Suçlu ise gerici ideolojinin korumasındaki çok sayıda ahlaksız…

Taciz ve tecavüz olaylarının sadece dört aylık bilançosu bile ürkütücü. Mağdur sayısı giderek de artıyor. Tedbir alması beklenenlerin suçlulara arka çıktığı düşünüldüğünde ise herkesin toplu taciz/tecavüz riskiyle karşı karşıya olduğu söylenebilir.

Bir göz gezdirelim şu dört ayda yaşanan taciz ve tecavüz olaylarına.

8 Ocak’ta, Diyanet fetva hattının, “Bir babanın öz kızına duyduğu şehvet, karısıyla olan nikâhını düşürür mü?” sorusuna, “Haramlık oluşturmaz” yanıtını vermesi, toplumsal kırılmanın başlangıcıydı.

17 Şubat’ta, Ordu’nun Altınordu ilçesindeki bir lisede, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Y.S., çocukları istismar suçlamasıyla tutuklanıyordu.

18 Şubat’ta, Beykoz İbrahim Canan Anadolu Lisesi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni E.Ş., kız öğrencilerine “Ben tayt-pantolon giyen kızların bacak arasına bakınca şehvet duyuyorum” diyordu.

21 Şubat’ta, Kayseri Mustafa Eminoğlu Anadolu Lisesi öğretmeni Bayram Ö.’nün tecavüz ettiği 12’nci sınıf öğrencisi 17 yaşındaki Cansel Buse K. intihar etti. Okul yönetiminin olayı gizlediği ortaya çıktı.

6 Mart’ta, Çocuğa yönelik cinsel sömürü alanında çalışan Çocuk Fuhuşu, Çocuk Pornografisi ve Cinsel Amaçlı Çocuk Ticaretine Son (ECPAT) kuruluşu, yayınladığı Türkiye raporunda, çocuklara yönelik cinsel istismar konusunda hem kaynak hem transit ülke olduğu bilgisine yer verildi.

9 Mart’ta, Kayseri’nin Hacılar ilçesine bağlı Sakar Çiftliği Mahallesi muhtarı M.A.D., Kayseri İmam Hatip Lisesi’nde okuyan kız öğrenci Ş.A.’ya cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı.

10 Mart’ta, Diyarbakır’da zihinsel engelli erkek çocuğa cinsel istismarda bulunmaktan yargılanan S.K.’ya ‘erken boşalma nedeniyle eylemine devam edemediği’ gerekçesiyle ‘basit cinsel istismar’ suçundan sekiz yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, sanığın ‘duruşmalardaki olumlu tutumu’ nedeniyle cezayı altı yıl sekiz aya indirdi.

11 Mart’ta, Antalya’nın Kemer ilçesinde okul servis şoförü K.Ö., ortaokul öğrencisi üç kıza cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı.

13 Mart’ta, Muharrem Büyüktürk adlı bir öğretmenin, Ensar Vakfı ve Karaman Anadolu İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği’ne (KAİMDER) ait kaçak evlerde yatılı kalan çocuklara, 2012’den bu yana cinsel tacizde bulunduğu ortaya çıktı. 10 çocuğa tecavüz ettiği kanıtlanan öğretmen ilk duruşmada 508 yıl 3 ay hapse mahkûm oldu.

15 Mart’ta, Aydın’ın Nazilli ilçesinde, hizmetli olarak görev yaptığı ortaokulda altı kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu ileri sürülen M.Ş. tutuklandı.

24 Mart’ta, Ankara Akyurt Halk Eğitim Merkezi’ndeki Kuran kursu çalışanına yedi yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle 36,5 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Davası devam eden sanık aynı yerde görevine devam ediyor.

24 Mart’ta, Artvin’in Yusufeli ilçesinde de bir imam hatip öğretmeni erkek öğrencilerine cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla tutuklandı.

26 Mart’ta, İstanbul’un Beykoz ilçesindeki bir okulda, öğrencisini taciz ettiği gerekçesiyle beş yıl hapis istemiyle hakkında dava açılan din dersi öğretmeninin öğrencilere yönelik, “Kadın benim için seks objesidir. Bir kadınla bir odada kalırsam vay o kadının haline” sözleri iddianamede yer aldı.

31 Mart’ta, Niğde’nin Çiftlik ilçesindeki Azatlı Küllüce Ortaokulu’nda Türkçe öğretmeni olarak görev yapan İ.G., 12 öğrenciyi taciz ettiği suçlamasıyla tutuklandı.

11 Nisan’da, Tokat’ta 30 yıllık sınıf öğretmeni Muharrem G., görev yaptığı ilkokulda öğrencilerini taciz ettiği suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Tablo bununla da bitmiyor. Tarihe not düşülmesinin yanı sıra muhafazakar-gericiliği benimseyen siyasal anlayışın nelere çanak tutan bir tavır içinde olduğunu görmek, unutmamak açısından önemsediğim için devam edeceğim.

(Sürecek)