Geçtiğimiz hafta yoğun ve hareketli geçti.

Dünya’nın pek çok yerinde yaşanan katliam görüntüleri insanlığın geldiği durumun özeti oldu.

Fransız mizah dergisi Hepdo’ya düzenlenen saldırının onlarca boyutu var.

2010 yılında başlayan arap baharı tam tersine döndü.

Arap dünyasında kaos, kavga, bölünmeler zirve yaptı.

Soğuk savaşın bitiminin ardından strateji uzmanlarının “ karanlık savaş” diye özetlediği ucu belirsiz bir sürecin başlangıcı oldu.

Daha güzel bir dünya için verilen onca mücadele heba edildi.

20. yüzyıl boyunca barışın ve gelir dağılımındaki adaletsizliğin ortadan kaldırılmasını beklerken tam tersi durumla karşılaştık.

İki kutuplu dünyanın sona ermesinin ardından yeni bir dünyanın kurulması bu yeni düzende her türlü kirli vahşi ilişkiler mübah sayıldı.

Mizah tarih boyunca bütün diktatörlerin, zalimlerin, bağnazların, güç sahiplerinin hedef tahtası olmuştur.

Çünkü mizahın gücü tüm kötülükleri yanlışlıkları bütün  iktidar güçlerini aşacak düzeyde olmuştur.

Mizah dünyada ve ülkelerde yaşanan olumsuzlukları gülünç olmaktan kurtarır.

Bir kişiyi yada olayı mizah konusu yapmak gülünç hale getirmek kadar ciddi eleştiri yoktur.

Bu yüzden iktidar sahipleri mizaha karşı tüm güçleriyle karşı çıkmıştır.

Mizah tüm saldırılardan güçlenerek insanlığa birşeyler öğreterek çıkmıştır.

Düşünce ve ifade özgürlüğü herkese lazımdır.

Ben kendimi bildim bileli her dönem kendini mağdur gören insanlar olmuştur.

Bir dönemin mağduru yeni dönemin zalimi olmuştur.

Bunun da nedeni herkes kendi için özgürlük talep ediyor olmasıdır.

Eğer birlikte yaşayacaksak tüm insanlık için özgürlük talep etmeliyiz.

Bütün mesele mizah gücü kadar cesur olabilmektir.

Tarih göstermiştir ki, mizahın gücü zalime yetecek kadar güçlüdür.