KENDİMDEN KURTULMAK İSTİYORUM
Dışarıdan gürültülü sesler geliyor.
Bizimkiler piknikten döndüler sanırım.
Ne yapsınlar?
Onlar da can sıkıntılarını piknik yaparak, denize girerek, doğa ortamlarında dolaşarak hafifletiyorlar.
Güzel bir şey!..
Bazı şeyleri insanlar piknikte paylaşıyorlar. Ortak işler yapıyorlar, İsteyenler ülkenin sorunlarını tartışıyorlar.
Stres sıkıntılarını atlatmak için ben yazı yazıp kitap okuyorum. Benim için yazı yazmak!...
Yazı yazmaktan ne üşeniyorum ne de bıkıyorum. Saatlerce yazar, okurum.
Hep yazmak istiyorum.
Binlerce sayfa dolusu yazdım.
Bunlar ne olacak bilmiyorum. Bir kitap yazmak istiyorum.
Benim pikniğim, hayatım.
Bu gece geçmişimle ilgili yazdım. Geçmişim bir film şeridi gibi gözlerimin önünden süzüldü, geçti. Çocukluğum, gençliğim bayağı canlıymış.
Bu dönemi yaşadığım insanlarla yeniden görüştüm.
Çoğu öldü.
Bir kısmı İzmir7e, bir kısmı İstanbul’a ve bir kısmı da Türkiye’nin muhtelif yerlerine göç ettiler. Ve bu insanların bir kısmıyla zaman zaman beraber oluyorum.
Çoğu duygusuz, duyarsız, sistemin dümen suyuna ayak uydurmuş gelene “ağam”, gidene “Paşam” diyen insanlar olmuşlar.
Ben de bunlar gibi olmayı çok isterdim.
Ama nerdeeee?
Benim kafam çok karışık. Her şeye duyarlılık gösteriyorum. Her şey beni etkiliyor. Bazı sorunlarım var, onlar boğuyorlar beni.
İnsanlara olan güvenimi, inancımı yitirmişim. Güvenebileceğim insanlar arıyorum ama yok!..
İnsanların çoğu, birbirlerini maddi olanaklarıyla değerlendirip seviyorlar. Oysa insanların birbirlerini mutlu etmeleri parayla değil sevgi ve alakalarıyla mümkün olabilir.
Günümüzde beş, on kuruş, bütün güzel şeyleri alt etmiş. Böylesi insanlardan nefret ediyorum.
Bazı erkeklerin, kadınlara bakış açıları aptalca ve ahmakça. Bazı arkadaşların bana; “Kendinden kurtulmak için bir yere tatile git, dağa çık, hiçbir şeyi umursama” gibi olmayacak şeyler söylüyorlar.
Duygusuz ve duyarsız olmam mümkün değil!..
Bazı insanlar ötekini kendine itaat etmeye, kendisi gibi düşünmeye ve kendisi gibi davranmaya zorluyor. Olmuyorsa tehdit ediyor.
Ahmakça ve küstahça bir şey!
Böyle şeyler yaşandığı için ülkemizde gelişme ve değişme olmuyor.
Böyle yaparak kendileri de mutsuz oluyorlar. İkiyüzlülük, çıkarcılık ve döneklik ne yazık ki, toplumu baskı altına almış.
Bütün bunları yaşayıp, görüp duyarsız olmak mümkün mü?
On yıl önce başıma garip bir olay gelmişti.
Bu olay bütün kişiliğimi alt üst etti.
Meğer bilmeden, anlamadan büyük bir karmaşa yaşıyormuşum. Doktorların söylediği gibi ileri derecede bir panik atak yaşıyormuşum.
Ruh hastasının tekiymişim.
On yıl önce böyle bir kırılma noktası yaşamıştım.
İnsan bütün sorunlarını tek başına çözemiyor. En küçük bir takıntıyı, bir önyargı haline getiriyor. Ve daha da büyütüyor
Bu tür sorunları olan insanların başkalarıyla paylaşmaları lazım!.
Çünkü paylaştıkça, olay olan sorun başkalaşır ve ortadan kalkar.
Böylesi ummana dalıp asumana inlediğim günlerde iyi bir psikiyatra gitmiştim. Ve bazı arkadaşlarım “devamlı önüne değil, bazen de yanına bak” demişlerdi.
Bu çok önemlidir!...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.