Kavgaya, Sevdaya ve Uzağa Dair
Şiirlerini okuduğumda yazımın başlığına ‘’ Kavgaya, Sevdaya ve Uzağa dair’’ adını koymak istedim. Bende uyandırdığı hisleri tanımlamanın en kolay ve kısa yolu buydu. Size garip gelebilir; sevda ve kavga kelimelerinin zıtlığı... Yadırgaya da bilirsiniz belki. Ama bu kavga başka, O sevda da...
İçinde derin, depderin bir sevdayı barındıran, uzun, upuzun bir kavga. Bizden önce başlamış ve bizden sonra devam edecek olan bir kavga. Bizden önce adına binlerce şiirler yazılmış ve bizden sonra da adına milyonlarca yazılacak bir kavga.
Şair güzel seven insandır. Sevginin kıymetini bilen. Onun en yüce değer olduğunu anlayan. Güzel âşık olan. Sevgiyi yüzeysel değil, derinlemesine yaşayan insandır. Peki, bunun nedenlerinden biri de iyi şairlerin yüzeysel olan, basit olan, derinliği, estetiği, içtenliği, samimiyeti, sıcaklığı olmayan aşklarla ve sevdalarla kavgalı oluşundan gelmiyor mu?
Temel Kurt’un şiirlerini okuduğum da bunu hissettim. O güzelim kavgalar sevdasız, o değerli sevgilerde kavgasız yaşanmıyor. İç içe geçmiş, birbirine ağ örmüş, kâh bir sayfada umudun, kâh bir sayfada sevdanın şiirleri. O bütünlük. O birbirini var eden incelik
Toplumcu gerçekçi bir şairin sadece toplumsal olaylara, mücadele tarihinin güzel insanlarına değil, bir kadının düşüne de güzel şiirler yazabildiğinin göstergesi.
Kutsal değiliz. Seviyoruz, sevilmiyoruz, terk ediliyoruz. Bazen çoğalıp kalabalıklara karışıyor bazense yalnızlaşıyoruz Temel Kurt’un şiirlerinde. Öyle yüksek perdeden bakıp küçümsemiyoruz hiçbir duyguyu. Ayrılık acısı çekiyoruz. Erkelik taslamıyoruz kimseye. Bu yüzden samimi geliyor şiirleri insana. Aşka susamışlık ve devrime kavuşamama, ama ikisine dair bir umut… Devam eden bir umut. Bunları hissettirdi Temel Kurt’un şiirleri bana.
O arkadaş ki uzun süren sessizliğini bozdu ve yeni şiir kitabı ‘’Uzağa Dair’’ yayınlandı. Okuyunuz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.