‘’Kasaba Hüznümü Dayadığım Kanlı Duvar’’
Arsen Everekliyan tarafından kaleme alınan kitap ‘’Kasaba Hüznümü Dayadığım Kanlı Duvar’’ içerdiği güçlü imgeler, simgeler ve duygusal derinliğiyle dikkat çekiyor. Ve şair yaşadığı duyguları kitabının başında şöyle ifade ediyor;
‘’Ömrüm terk edilmiş yalnız bir liman sanki / korsan gemileri bile geçmiyor kıyılarımdan / alıcı bakışlarıyla martılar selam vermiyor / ne koydum karnıma acı ve açlıktan başka’’
Babayan, Everek, Erciyes… Şair, kitaba ismini veren uzun şiirinde yaşadığı kasabanın duvarına hüznünü ve çaresizliğini asarken, ‘’Kanlı duvar’’ şairin iç dünyasındaki ölüm ve ayrılık gibi derin yaraları simgeliyor.
“kasaba çocukluğuma açılan kapı / kasaba nefretle büyüyen çocuk / kasaba göğe kaçırdığım ilk uçurtmam / kasaba zincire vurulmuş köpek / kasaba kuyruğu kesilmiş kedi / kasaba sürgün kuşların yuvası / kasaba kendimi aradığım anlam / kasaba içinde kaybolduğum hatıra / kasaba dünya yarası / kasaba yıkılan taş evlerin öyküsü / kasaba usta ellerin ağıdı / kasaba duduk sesi davul sesi / kasaba venk'in suyu keşiş’in havuzu / kasaba ilibe yolu haç dağ’ı / kasaba yoğurt pazarı aşağı everek / kasaba fenese aygösten / kasaba dünyanın ta kendisi / kasaba yakılan tarih demek”
Kasabanın ‘’kuyusu derin, kalbi soğuk.’’ Bu yüzden şair genel olarak kayıp, yalnızlık, emek ve umutsuzluk gibi evrensel temalara değiniyor. Ve annesinin ölümü şairin hayatında olduğu gibi şiirlerinde de derin izler taşıyor.
‘’Kan akıyor tarih bizden habersiz / basıyor toprağa öksüz çocuklar direksiz evler / bilirim kim giderse gitsin gelmez anam / benim ölümden başka giyecek elbisem / acıdan başka içecek suyum yok’’
‘’Şiirin kusuru şairin ömrüne yazılsın diyen’’ Arsen Everekliyan’ın hüzünlü bir sesi var. Kendini toplumdan uzaklaştırıp geçmişin anılarına sığınıyor. Geçmişe özlemin ağır bastığı satırlarda, gelecek şaire umut vermiyor. Şiirlerinde yaşadığı acıların izlerini taşırken, bu izlerle yer yer yüzleşmeye de çalışıyor.
‘’Aşkı geç, işçiliği erken bulan’’ Arsen Everekliyan sanayide bir demir işçisi. Usta elleriyle şiire olduğu gibi hayata da şekil veriyor. Şiirleri emekçilerin omuzlarına çöken yorgunluğu hissettirirken, yazdıkları emeğin sorunlarına dair önemli gözlemler taşıyor.
‘’Ne öğrettiyse bu işçilik illeti öğretti / hatıralar gibi kayboldum zamanda / ömrüme lacivert bir tulum çekip / bunca zaman dolaştım vasıfsız / daha iyi bir fiyata satmak için etimi / çalmadığım fabrika kapısı kalmadı’’
Kitabında en beğendiğim bölüm ‘’Fabrika şarkıları’’ oldu. Şair işçiliğine ve emekçilere dair derinlemesine bir bakış açısı sunuyor. Şiirleri okuyucuyu duygusal bir yolculuğa çıkarırken şairin iç dünyasını görmemizi de sağlıyor. ‘’Sırtımda patron başımda devlet’’ diyen şair, karmaşık kavramları yalın bir dille ifade etmeyi başarırken içeriğini yoğun duygu ve düşüncelerle dolduruyor.
Yazımı çok beğendiğim bir şiiriyle bitiriyor, işçi sınıfının bu şair neferi Arsen Everekliyan’ın yeni şiirlerini yakın zamanda okumayı diliyorum.
‘’ey düş ülkesinin işçisi umudunla yürü / içindeki yaşamak arzusu son bulmasın / bir gün hep beraber paydos edeceğiz fabrikayı / ezber ettiğimiz o dünyayı kurmak için’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.