Kandan beslenmek
Siyasetini, sıkıştığında kandan beslenmek üzerine oturtanlar ve bu yolla insanları sindirip, istikrarın devamı için oy isteyerek köşeye sıkıştıranlar, süreç içinde kontra saldırılarla sarsılacaklarını düşünmediler desem, abartmış olurum.
Çünkü, mutlaka düşünmüşler ve ona göre bir B ve C planı yapmışlardır. Ama, bazen de o planları altüst eden hamlelerle karşılaşmışlardır.
Suruç’ta başlayan, Ankara’da devam eden, ardından İstanbul’a sıçrayan ve son olarak da Bursa’da karşımıza çıkan bombalama olaylarında kaybettiğimiz insan sayısı, bir savaşta yitirilen insan sayısının çok üzerinde. Ama, bugünkü konum bu değil. O sayı ileride artabilir de, çünkü, kandan beslenenler halen hız kesmemiş durumda.
1 Mayıs öncesi ülkedeki gerginliği göz önüne alan herkes, yeni bir bombalı saldırı olasılığını yüksek görüyordu. Bunun için özellikle emniyet güçlerini teyakkuz haline geçiren iktidar, yeni bir saldırıyla karşılaşmak istemiyordu.
Bu arada, işçi sınıfı ve emekçi halka daha şirin görünmek, olası yeni bir seçimde mevcut kitlesi üzerindeki konsolidasyonu da sürdürmek isteyen iktidar, 1 Mayıs kutlamalarına sözde izin veriyor ama Taksim’i yasaklamaktan geri durmuyordu. Bu kez, sadece bununla yetinmeyen anlayış 3 ilde daha kutlama yapılmasını yasaklıyor, bunu da istihbarat bilgilerine dayandırıyordu.
Evet, doğrudur, birileri elini kolunu sallayarak ülke içinde oradan oraya gidiyor ve bombalı suikastleri gerçekleştiriyor.
Mesela,
İzmit Otogarı’nda da, IŞİD bombacısı olduğu iddia edilen bir kişi gözaltın alınıyor, çantalarında yapılan aramada bomba yapımında kullanılan materyaller olduğu ifade ediliyordu.
Bunun tam anlamı neydi ?
Söz konusu şahısın İzmit merkezli bir bombalama olayını gerçekleştirme olasılığını yüksek gören güvenlik güçleri, otogardaki kişiyi Urfa’dan ilimize gelen bir otobüsün yolcuları üzerinde kimlik sorgulaması yaptıktan sonra ‘bombacı’ olarak aranan IŞİD üyelerinden biri olduğunu tespit ediyor.
Yani, kandan beslenenler, bu kez gözünü İzmit’e dikmişler, 1 Mayıs öncesi ya da aynı gün kenti kana bulamayı planlamışlardı. Kişinin yanındaki 3 valizde patlayıcı yapımında kullanılan materyaller bulunuyor.
Bunlar tesadüf olamaz. 3 valiz materyal tesadüf olamaz…
İşçi ve emekçi ağırlıklı kentimizde bu bombanın patlatılması halinde, sanayinin can damarı bölgede yaşam kaygısı yaratılacak belki de ekonomi durdurulacaktı.
Ekonominin erkstra bir durgunluğa girme olasılığı üzerinde pek durmak istemiyorum, çünkü, bunun emekçi halk üzerinde bir baskı argümanı olarak yıllardır kullanıldığını biliyorum.
Asıl sorun, olası böyle bir bombalama olayında ortaya çıkacak olan yaşam kaygısıdır. İnsanları hayattan, sokaktan ve birlikte hareket etmekten uzaklaştıran bu eylem tarzı, halka değil, halkı sömüren ve bunun için her yolu deneyip ülkede kontrolü elinden kaçırmamanın yolunu baskıyı artırmakta bulan anlayışlara hizmet eder.
Bugüne kadar böyle oldu, ama artık yeter…
Omuz ver, bu beladan kurtulalım.