Hanifi Yasin Çelik

Hanifi Yasin Çelik

Kadıköy’de “Kalite” Galibiyeti

Kadıköy’de “Kalite” Galibiyeti

Fenerbahçe haftayı Kadıköy’de, yeni Üniversitemin Süper Lig’deki temsilcisi Kayserispor’la geçti. Maçı 2-0 skorla kazanan sarı lacivertli takım oldu. En dikkat çeken ise galibiyetin maçın olağan akışı içinde hiç zorlanmadan ve rakibe de kazanma ihtimali tanınmadan gelmesiydi. Fenerbahçe bu galibiyetle bay haftası öncesi 3 puanı alarak ligin zirve yakınlarında ismini korudu.
Fenerbahçe için tam Jorge Jesus maçıydı diyebiliriz. Büyük takımlar olarak nitelendirirken tanım olarak koyulabilecek maddeler “düşük bütçeli takımlarla mücadelesinde zorlanmama, akış içinde kalite yeterli gelecektir” gibi ifadelerle olmalıdır. Fenerbahçe özelinde bu uzun zamandır görmediğimiz bir durumdu. Kısa süreli Emre Belözoğlu dönemiden geçen seneki Pereira dönemine kadar her hocanın kırılma maçlarını Anadolu takımlarına karşı yaşadığı problemlerle aldığını biliyoruz. Bunun ana faktörünün Fenerbahçe’nin iyi bir takım savunması ve iyi bir geçiş hücum stratejisinden olduğunu düşünsem de yan faktör olarak Fenerbahçe’nin öngörülmesi zor bir takım haline geldiğini söyleyebiliriz. Fenerbahçe Jesus’un tabirine göre “müsait 11” taktiğiyle farklı 11’lerin yan yana gelmesinin problemlerini minimum seviyelere indiren geniş rotasyonlu kadro kurulumu içerisinde. Bunun rakipler açısından hem rakip analizinde hem de maç sırasında strateji değişikliğine gitmek zorunda kalındığı dakikalarda büyük sıkıntı yaratacağı aşikar. Fenerbahçe’nin bir sonraki maçının 11’inden 7-8 kişiyi tahmin edebilmek bile bir öngörü başarısı olarak görülebilir.
Fenerbahçe’yi bu maç ileride Joao Pedro ve Joshua King ikilisiyle gördük. “Hedef santrafor olmamak” her iki oyuncunun da ortak özelliği diyebiliriz. Jorge Jesus savunma ve hücum bloğunu birbirine yakın tutarak 2-3. bölge arasını yoğun presle top kazanma bölgesi olarak düşündüğünü görüyoruz. Burada kazanılan top sonrası plan hedef santraforu topla buluşturmak olursa elinizdeki alternatifleri sınırlamış oluyorsunuz. Ama santraforunuz da oyun kurulumunda yer alan hareketli bir oyuncu olursa birden fazla hücum planı ile ilerleme ihtimalinizin olacağını ve hücumda daha da “şaşırtıcı” bir takım olabileceğinizi gösterir. Jesus Hoca’nın bu sistemini de göz önüne aldığımızda eleştiri konusu olan Batshuayi transferinin mantıksız olmadığı düşüncesindeyim. Kendisini Beşiktaş’ta kırılma anlarında kaçırdığı gollerle hatırlasak da Batshuayi sonuçta bu sisteme daha yatkın bir oyuncu. Burada asıl problem daha üst seviye forvetin sözünün yönetim tarafından verilmesi olduğunu düşünüyorum. Bu durumda da “Madem Batshuayi olacaktı neden Haziran ayında bitirilmedi?” sorusu gayet makul bir zemine oturuyor.
Arda Güler. Eldeki bana göre hala en yetenekli isim ve bu çocuk maç sonları oyuna sokuluyor. Bu durum transfer dönemi başlangıcından itibaren eleştirilmesi gereken bir konu. Gerçekten star ışığı var ve gerçekten üst seviye bir kalitesi var. Biz de olabildiğince genç oyuncu takip etmeye çalışıyoruz elbette ve bana göre şu an kendi yaş kategorisinde en iyilerden biri. Valencia, Joshua King, Pedro, Lincoln, Rossi gibi oyunculardan bahsediyoruz ama bu oyuncuların her birinin Arda’dan forma kaptığını da söylememiz gerekiyor. Bir şekilde oyunu onun üzerine kurulduğu bir sistem üzerinde de çalışılması gerek. Fenerbahçe’nin elinde çok iyi bir cevher var ve bunu mücevhere dönüştürecek isim de Jorge Jesus olmalıdır.

Bu yazı toplam 5034 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Hanifi Yasin Çelik Arşivi