İSTANBUL SÖZLEŞMESİ!
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından açıklanan rapora göre, 2023 yılında Türkiye'de 315 kadın öldürüldü, 248 kadın da şüpheli şekilde ölü olarak bulundu.
Şimdi diyeceksiniz ki öteki ülkelerde kadınlar cinayete kurban gitmiyor mu?
Doğru, birçok ülkede kadınlar şiddete uğruyor ve cinayete kurban gidiyor.
Ancak bizim için öncelikli olan ülkemizde ki kadınlar ve onları maruz bırakıldığı ölümler ve şiddettir.
11 Mayıs 2011 yılında aralarında Türkiye’nin de olduğu 45 ülke ve Avrupa Birliği (AB) tarafından İstanbul Sözleşmesi imzalandı.
Nedir İstanbul Sözleşmesi?
Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin yükümlülüklerini belirleyen uluslararası sözleşmesidir.
Sözleşme, Avrupa Konseyi tarafından desteklenmekte ve taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin 5 temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesidir. Kadına karşı şiddeti bir insan hakkı ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan, bağlayıcı nitelikte ilk uluslararası düzenlemedir. Tarafların sözleşme kapsamında vermiş oldukları taahhütler, bağımsız uzmanlar grubu GREVIO tarafından izlenmekte.
Ülkemizde 2010-2019 yılları arasında kadın cinayetleri sayısında İstanbul Sözleşmesinin imzalandığı 2011 yılında gözle görülür düşüş yaşanmış.
Bu bile İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar adına ne kadar pozitif ve yaşamsal değer taşıdığının en somut göstergesidir.
20 Mart 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesine karar verildi.
İstanbul Sözleşmesine karşı çıkanlar gerekçe olarak, "Türkiye'nin aile yapısının altını oymak amacıyla dışarıdan dayatıldığı" ileri sürüldü.
Kadını ikinci sınıf insan olarak görenlerin dediği yerine getirilmiş oldu.
İstanbul Sözleşmesinin iptali sorası ise verilere göre kadın ölümleri ve şiddetinde artış devam etti.
Türkiye’de her güne yeni bir kadın cinayeti veya kadına şiddet haberleriyle uyanıyoruz.
Medyada yer alanların dışında çok sayıda kadının şiddete uğradığı ise biliniyor.
Kadın fotoğrafını sansürleyen, kadını aşağılayan, yok sayan kafalar sayesinde ölümler, şiddet sürüp gidiyor.
Çağdaş, hukuk devletlerinde kadınlar toplumun asli unsurları ve erkeklerle eşit haklara sahiptirler.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ön gördüğü çağdaş ve özgür kadın anlayışı terk edildi.
Ve ülkemde artık kadınların taassubun gölgesin de yaşamaya maruz bırakıldığı bir süreç yaşanıyor.