İHANET!
Roma İmparatoru Jul Sezar’ın (MÖ 12 Temmuz 100-MÖ 15 Mart 44) suikastı gerçekten çok trajiktir.
Sezar’ın suikast sonucu öldürülmesi ise şöyle olmuştu:
MÖ 15 Mart 44 tarihinde bir grup senatör, Senatoya gücüne geri vermesini rica eden bir dilekçe taslağını okuması için Sezar'ı foruma çağırdı.
Ancak dilekçe bir kandırmacaydı.
Suikast planını dehşet içindeki bir Liberator, Serviliüs Casca'dan bir gece önce kısmen öğrenen ve işlerin kötüleşmesinden korkan Marcus Antonius, Sezar'ı merdivenlerde engellemek için foruma gitti. Ancak Sezar'ın yolu Campus Martius'da bulunan Pompey Tiyatrosundan geçerken bir grup senatör tarafından kesildi ve Sezar doğu portikosuna bitişik bir odaya doğru yönlendirildi.
Sezar sahte dilekçeyi okumaya başladığı sırada dilekçeyi kendisine sunmuş olan Tilliub Cimber Sezar'ın togasını aşağı indirdi. Sezar, Cimber'e "Ama bu bir vahşet!" (Ista guidem vis est!) diye bağırdığı sırada, Casca hançerini çekti ve diktatörün boğazını bir yandan diğer yana kesti. Sezar hemen etrafından döndü ve Casca'nın kolunu yakalayarak "Casca, seni hain, ne yapıyorsun?" dedi. Korkudan donakalmış olan Casca, Yunanca "Kardeşlerim, yardım edin" diye bağırdı. Tam bu sırada aralarında Brutus'un da bulunduğu grubun geri kalanı da Sezar'ı bıçaklamaya koyuldular.
Sezar kaçmaya çalıştı ancak gözleri kandan göremez olduğundan ayağı takıldı ve yere düştü; adamlar, Sezar portikonun alt merdivenlerinde savunmasız bir şekilde kalana kadar hançerlerini saplamaya devam ettiler.
Eutropius'a göre bu suikasta müdahil olan kişi sayısı altmışdan fazlaydı.
Sezar’ın son sözlerinin ne olduğu kesin olarak bilinmemekte ve bu konu tarih boyunca bilim adamları ve tarihçiler arasında büyük bir tartışma konusu ola gelmiştir.
Genellikle en bilinen versiyonu Latince bir deyiş olan Et tu, Brute? ("Sen de mi, Brutus?") şeklindedir.
Şimdi bunları niye yazdın, Sezar’da nereden çıktı diyebilirsiniz.
Öyle bir zaman gelir ki en yakınınızda en çok güvendiğiniz ve sırtınızı emanet ettiğiniz size ihanet edebilir.
İnsanın doğası gereği ihanet her zaman vardır.
Konumu, makamı ne olursa olsun herkesin yakınında bir Brutus’u vardır!
Attila İlhan’ın dizelerindeki gibi:
“tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli
hainler ürkekçedir
elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar
ihanet bir bilmecedir..”