Halil Yeni

Halil Yeni

Haydar Ergülen’in ‘’Büyülendikleri’’

Haydar Ergülen’in ‘’Büyülendikleri’’

Haydar Ergülen’in ‘’Büyülendiklerim’’ adını verdiği kitabı 2022 yılında Sol Kültür Yayınları tarafından yayımlanarak raflarda ki yerini aldı. Ergülen kitabında büyülenerek okuduğu kimi yazarlara ve onların yapıtlarına yer verirken okura kısa bir portre çalışması da sunuyor.

Aralarında Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Tezer Özlü, Yaşar Kemal, Murathan Mungan, Latife Tekin, Tomris Uyar ve Sait Faik Abasıyanık gibi isimlerin olduğu, 22 büyük yazarı anlatırken, kitabının satır aralarında keşfettiği farklı yazarları da anmayı ihmal etmiyor.

Türk şirinde önemli bir yere sahip olan Ergülen’in kimlerden ‘’büyülendiğini’’ merak ederek yöneldim kitaba. İlk kapımı Refik Halid Karay çaldı. Şair, Karay için ‘’Müptelası olunacak bir yazardır’’ diyor ve ekliyor ‘’ölmeden önce yapılacak şeylerden biri bence mutlaka bir Refik Halid romanı, hikâyesi ve yazısı okumak olmalı.’’

Sabahattin Ali’ye dair, ‘’toplumcu gerçekçi kalıpları zorlayan bir yazar mıdır?’’ yoksa ‘’toplumcu gerçekçi bir yazar mıdır?’’ ikileminin çözülmeye çalışıldığı yazısında, şair onun için şu düşüncelere yer veriyor. ‘’Türk edebiyatında kasaba olgusunu, ilişkilerini, insanlarını, memur ve esnafını, bir bakıma kasaba çıkmazını, çaresizliğini, entrikasını en iyi gözleyen, anlatan yazar olduğu özellikle öykülerinden anlaşılabilir.’’

Sabahattin Ali’den sonra kaleme aldığı yazısında Sait Faik’i anlatıyor Ergülen. Ve Kaleminden gürül gürül bir Abasıyanık akıyor. Kelimelerin coşkusu Cuma günleri istiklal marşından sonra okulun kapısından ilk çıkmaya çalışan çocukların birbirini ittirmesine benziyor.

Kitabında en çok yer ayırdığı yazarlardan biri de olan Orhan Kemal. Kemal içinse ‘’Aydınlık Gerçekçi’’ ifadesini kullanıyor.

Büyülendiği yazarların bir kısmını Fakir Baykurt yazısında şöyle anlatıyor şair; ‘’Yaşar Kemal nasıl büyük bir destancı olarak okunduysa, Orhan Kemal nasıl küçük insanların, yoksulların, kentli emekçilerin sesi olarak duyulduysa. Sait Faik Türkçesi diye bir Türkçe nasıl yeri göğü tuttuysa, Sabahattin Ali devletlerin cinayetlerine karşı, büyük yazarların, şairlerin, aradan onlarca, bazen yüzlerce yıl da geçse birgün mutlaka nasıl kadrinin, değerinin bilineceğini ve hiç olmadığı kadar okunacağını gösterdiyse, Fakir Baykurt da, Türkiye’deki devrimci uyanışın en yüksek olduğu dönemde bu bilince büyük katkılarda bulunan bir yazar olarak edebiyat tarihimizde yerini aldı. Devrim tarihinde, halk takviminde hep anılacak adlardan biri oldu.’’

Fakir Baykurt’u anlatırken ‘’1946’da başlayan karşıdevrim ne yazık ki Cumhuriyet’in 100. Yılını kutlamaya hazırlanırken tüm ülkeyi egemenlik altına aldı.’’ diyor ama ekliyor. ‘’Bizim şimdi daha çok ışığa, aydınlanmaya, ışık yazarlara, ışık şairlere gereksinimimiz var.’’

Karanlığı aydınlatmak, ışık yazarları, ışık şairleri çoğaltmak umuduyla.

Bu yazı toplam 8264 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Yeni Arşivi