Sanatçı toplumsal sorunlara karşı duyarsız olmamalı.

Olursa zaten halkın sanatçısı değildir.

Bizim gibi demokrasinin yarım yamalak olduğu ülkelerde ışıltılı alemlerde sanatçı diye tanımlanan kimileri sisteme göbekten entegredir.

Onlar, düzen sahiplerince toplumu sindirmek ve etkisiz, tepkisiz hale getirmek adına kullandığı aparatlardır

Bunlar suya sabuna dokunmayan sanatıyla para ve şöhret kazanır ve giderek halkın ötesinde üst segmentte yaşam sürmeye başlar.

Halkın yaşadığı açlık, işsizlik, yaşam pahalılığı benzeri sorunlar onların asla umurunda olmaz.

Söz gelimi sefalet ücretine layık görülen asgari ücretli ve emekliler için malum sanatçı diye adlandırdığımız kimilerinin tek kelime ettiğini duyan gören var mı?

Veya ülkede demokrasi, ifade özgürlüğü, insan hakları gibi konularda bir çift söz edeni duydunuz mu?

Duymazsınız nedeni şu ki onların ne öyle bir derdi nede karakteri vardır.

Yoksulluğa ve adaletsizliğe karşı oluşabilecek tepkileri bastırmak için işte bu sisteme bağımlı sanatçılar kullanılır.

Bu ülkede on yıllarca Televole türü magazin programlarıyla sözünü ettiğimiz sanatçı diye sunulanların özel yaşamlarından tutunda, yatak odalarına, aşklarına, lüks araçları, villaları yoksul halk kesimlerine gösterilerek adeta uyuşturucu misali zerk edildi.

Magazinin yanına birde spordan kopmuş futbol, arabesk veya anlamsız müzik tarzıyla insanlar iyiden iyiye uyuşturuldu.

Sonuçta düşünmeyen, sorgulamayan, tepkisiz bir toplumsal yapı ortaya çıktı.

Yaşadığı zorlukları kader olarak algılayan, itiraz etmeyen bireylerden oluşan kitlelerde hak ettiği sanatçıya layıktır.

Elbette müzikte zevkler kişiye göre değişir aslında mesele müzikten çok o müzikle, şarkıcılıkla veya oynadığı sinema ve dizi filmler sayesinde servete kavuşan ancak ifade ettiğim gibi toplumsal duyarlılığı olmayan sanatçılardır.

Bunların kendilerinden başkaca kimseye faydası yoktur.

Diğer tarafta içinde bulunduğu topluma karşı sorumluluklar taşıyan, halkın sorunlarını ve uğradıkları haksızlıkları müzikleri, sinema veya tiyatroyla gündeme taşıyan gerçek sanatçılar var.

Onlar için bu ülke de her şey zordur.

Düzene ve yaşananlara muhalif olduklarından dolayı sürekli baskı, takip, hapisle sindirilmeye çalışırlar.

Anında terörist, vatan haini gibi yaftalar yapıştırılır.

Bu topraklar Pir Sultan Abdal’dan, Dadaloğlu’na, Neşet Ertaş’a, Mahsuni Şerif’e, Aşık Şenlik’e, Aşık Şeref Taşlıova’ya, Aşık Daimi’ye, Aşık Veysel’e, Ahmet Kaya’ya, Yılmaz Güney’e, Tarık Akan’a değin daha nice değerler var etmiştir.

Onlar toplumun derdiyle dertlenmiş, öncü olmuş, yeri gelmiş bedel ödemişledir.

Türküleri, sözleri, hikayeleri, filmleri ve bıraktıkları kültürel-sanatsal miras Anadolu topraklarında her daim yaşamaya devam edecek.