HABERİNİZ OLA 27 GÜN KALDI…
Belki farkında olmayabilirsiniz diye hatırlatmakta yarar var.
İster takvime bakın isterseniz parmak hesabı yapın tam 27 gün sonra sandık başına gideceğiz.
1 Kasım’da ki tüm randevularınızı, eğer varsa seyahatlerinizi iptal edin.
Böyle bir uyarı yapma ihtiyacı duydum.
Çünkü 27 gün sonra seçim olacağının pek çok insan farkında bile değil.
En azından kimsenin umurunda değilmiş gibi bir hava var.
Bilirsiniz ya arada bir “bugün seçim olsa” anketleri siyasi partilerin ard arda açıkladığı seçim bildirgeleri olmasa 27 gün sonra seçim olacağına kimse inanmaz.
Çünkü sokakta seçim havası yok.
İlk defa sandığa bu kadar ilgisiz kalındığına tanık oluyoruz.
Ama seçim bu, nice sürprizler getirdiğine çoğu kez tanık olduk.
Hatırlayanlar bilir 2001 yılında DSP-MHP koalisyonu vardı.
MHP’nin lideri Devlet Bahçeli erken seçim kararı aldı.
Kayseri’nin Tekir yaylasında erken seçim kararını açıkladı.
2002 yılında seçimler yapıldı DSP-MHP meclis dışında kaldı.
Bu durum gösteriyor ki seçmen siyasetçiye belli bir noktaya kadar toleranslı davranır.
Liste başı olup da kesin seçileceğini hesap edenler meclis dışı kaldığına çoğu kez tanık olduk.
Çünkü mevcut seçim sistemine göre bazı illerde kıl payı milletvekili seçilenler ve seçilemeyenler oldu.
Bunlardan bir tanesi de 300 oyla meclise gidemeyen Lütfü Türkkan oldu.
7 Haziran’dan bugüne çok hararetli günler geçti.
Bu yüzden seçmeni sandığa götürmek siyasetçileri epeyi zorlayacak.
Bazı seçmenlerin sandığa gitmemesi bu kaos ortamının devam etmesine katkı sunar.
1 Kasım sonrası eğer daha sıkıntılı günler istenmiyorsa çok parçalı bir hükümet bu ülkenin sigortası olur.
Tek parti iktidarı bu ülkenin ekonomisini, barışını çıkmaza soktu.
Hukuk devletine olan inancımızı yitirdik.
Şöyle bir hatırlayalım; Daha çok demokrasi, daha çok özgürlük söylemleriyle yola çıktılar.
Şimdi ise iktidarı eleştiren yurttaşın başına ne geleceği korkusu yaygın.
Devlete olan güven yerlerde sürükleniyor.
Bu ülkenin normalleşmeye ihtiyacı var bunun da yolu çok sesli, çok renkli bir iktidardan geçer.
Gelir dağılımında yaşanan dengesizlik toplumun bütün değerlerini çökertti.
Bu yüzden özgürlük ve demokrasi talepleri önümüzdeki süreçte daha fazla yukarılara kaldırılmalı.
Ne kadar özgürlük o kadar ekmek demektir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.