GÖÇMEN İSTİLASI!
Hafta sonu İstanbul turu yaptık.
Uzun zamandır gitmemiştik.
Özlemiştim de.
İstanbul çocukluğumun geçtiği ve gerçekten çok sevdiğim bir şehir.
O kadar anım var ki anlatmakla bitmez.
Son kitabım, ‘Bir İstanbul Hikayesi/Tasula’ da çocukluğumun İstanbul’unda yaşadıklarımı yazmıştım.
Ne var ki kadim İstanbul’un yerinde yeller esiyor.
Hatta fırtına kopuyor desek abartılı olmaz!
Her taraf Suriyeli, Afganlı ve birtakım ülkelerden Araplarla dolu.
Deyim yerinde ise İstanbul demografik olarak işgal altında.
Mısır Çarşısı, tarihi yarımada ve çevresinde Türkçe konuşan kişiye rastlamak zor.
Arapça ve birtakım dilleri konuşanlar her yerde.
Turist olsalar neyse, büyük çoğunluğu kaçak veya bir şekilde kapağı Türkiye’ye atmışlardan oluşuyor.
20-25 yaş aralığındakilerin neredeyse 3-4 çocuğu var.
Hiç boş durmamışlar.
Bu ülkenin gerçek vatandaşının sahip olmadığı başta yardım parası olmak üzere birtakım önemli imtiyazlara sahipler!
Sözüm ona iç savaştan kaçıp geldikleri ülkemizde yaşam tarzları, sosyal davranışlarıyla bu ülke insanına psikolojik olarak ve her açıdan baskı oluşturuyorlar.
Suriye’de, Afganistan vb yerlerdeki alışkanlıklarını burada fütursuzca devam ettiriyorlar.
Bunları ‘yabancı düşmanı’ olarak ifade etmiyorum.
Hayata bakış açım, siyasal düşüncem ‘ırkçı’ bir anlayışı reddeder.
Gerçekten zulme uğramış, ırkçı saldırıya maruz kalmış her dilden ve dinden göçmenlerin ve sığınmacıların yanındayım.
Ancak ülkemizde ‘göçmen’ adı altında ileride çok tehlikeli sonuçlar doğuracak bir süreci yaşıyor.
Bu proses, ‘Muhacir-Ensar’ ile açıklanmayacak kadar derin ve yanıtlanmaya muhtaç soruları, gizemleri barındırıyor.
Dünyanın hiçbir ülkesi 10-12 milyon kaçak göçmeni kabul etmez, hele beleşe vatandaşlık hiç vermez.
Ülkesini yol geçen hanına çevirmez.
Demografik yapısını, sosyal, kültürel yaşamını, dilini tahrip ettirmez.
Konuştuğum AKP’li, CHP’li, MHP’li ve her partiden herkes göçmen istilasından asla memnun değil.
Yediden yetmişe sabırla kaçak göçmenlerin ve sığınmacıların ülkelerine bir an önce dönmesini bekliyor.
Bu ülkenin kaynaklarının ve imtiyazlarının asıl sahiplerine harcanmasını istiyor.
Vatandaş, Türkiye’nin para karşılığı Avrupa’nın güvenliliği için koruma ve bariyer olmasını da asla kabul etmiyor.
Sığınmacı olup kaçtığı ve zulüm gördüğünü söylediği ülkeye bayram tatiline gidenleri hiçbir Türk vatandaşı kabul etmiyor.
Yine vatandaş ülkeyi yönetenlerin istila boyutuna ulaşan göçmen sorununa karşı ivedi olarak çözüm üretmesini, kaçak göçmen olayına dur denmesini ve ülkelerine gönderilmesini acil olarak bekliyor.