Cengiz Akgün

Cengiz Akgün

GEBZE’Yİ GEBZE’YE RAĞMEN YOK SAYMAK

GEBZE’Yİ GEBZE’YE RAĞMEN YOK SAYMAK

10 adet OSB’de İrili küçüklü 2 bini aşkın sanayi kuruluşu, hızla artan nüfus (408 bin), çarpık yapılaşma ile sürekli anılan Gebze’ye yepyeni bir kimlik, vizyon vermenin zamanı geldi hatta geçiyor bile.

Bu şekilde 50 km öteden idare edilen Gebze’nin istenildiği gibi yaşanılabilir bir kent olarak gelişmesi ve doğru olarak büyümesi olası değil

Gebze’de yaşamayanlar Gebze’yi küçük sıradan bir kasaba olarak biliyor veya çok sayıda fabrikanın bulunduğu bir mıntıka gibi görüyor.

Oysa Gebze sanayi ve fabrikadan ibaret değil.

Son 28 yıl içinde gazeteci olarak Gebze’nin ne kadar kenara kıyıya itildiğini, basmakalıp bir ilçe olarak kalması adına bizatihi iktidarlar ve yerel yönetimler eliyle ne denli çaba harcadığını şahsen görerek tanık oldum.

Belki 1990’lu yılların ikinci yarısında Gebze’nin il olması adına yapılan çalışmalar bir nebze ayrı tutulabilir.

Geçtiğimiz günlerde Ankara’dan bir arkadaşımla sohbet ederken kendisini Gebze’ye davet ettim ve ilçemizle ilgili olarak bazı tarihi yerleri anlattım.

Gebze’ye hiç gelmediğini sadece sanayinin yoğun olduğu bir bölge olarak bildiğini söyledi.

Hadisede budur zaten.

Gebze hava kirliliği, sürekli göç alan, fabrikalarla kuşatılmış sorunlu bir kent olarak algılanıyor.

Belki yerel yönetimlerde az da olsa iyi niyetli olarak kimi konularda çözüm için çaba göstermiş olabilir fakat yerinden yönetimin olmadığı her çaba çözümsüzlüğe çıkıyor.

DERİNLİĞİ OLAN BİR BÖLGE

Oysa Gebze’nin gerçekten çok önemli tarihi bir geçmişi var.

Gebze eski çağlardan itibaren sürekli önemli bir yerleşim alanı olmuş. Bizans ve Osmanlı dönemin coğrafi ve stratejik önemi sahip bir bölge olmuş.

Osmanlı’nın İstanbul’u başkent yapmasından sonra Gebze savaşlarda Osmanlı ordusunun ilk dinlenme ve mola verdiği bölge olmuş, ordu Gebze üzerinden sefere gidermiş. Yine ulaşım da Gebze en önemli menzil konumundaydı.

İstanbul’dan yola çıkan kervanlar ilk molayı Gebze’de verir daha sonra yollarına devam ederlerdi. Gebze aynı zamanda önemli bir menzil noktasıydı.

1523’de Çoban Mustafa Paşa tarafında yaptırılan külliye Gebze’nin aslında ne önemli bir konuma sahip olduğunun da göstergesidir. Külliye döneminde adeta Gebze Üniversitesi gibi işlev görmüş kompleks gibiydi. İçinde kütüphanesi, eğitim verilen odaları, şifahaneleri, yemek odaları, kervansarayı, camisi ile müthiş bir yapıdır külliye.

2024 yerel seçimleri Gebze adına umarım yeni bir başlangıç olur.

Gebze’yi Gebze’ye rağmen yok saymayan yepyeni bir anlayış seçimleri kazanır.

Bu yazı toplam 1506 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Cengiz Akgün Arşivi