Ev İçi Emek Sesini Yükselt
Kalabilenlerimiz 2 aya yakındır evdeyiz. Kimileri evden çalışıyor, kimileri evden hem çalıştıkları işlerinde çalışmaya devam ediyor, hem ev işleri ve çocuk bakımıyla ilgileniyor. Üstelik herkesin evde olmasından ötürü artan temizlik yükü, alışverişin kısıtlandığı imkanlarla artan yemek pişirme yüküyle de karşı karşıya kalmış halde. Bu ikinci “kimileri” tahmin edin daha çok hangi cinsiyette?
Bugün 1 Mayıs İşçi Bayramı. “Ev işçisi” ifadesinden ne anlıyorsunuz? Bu ifade ile ilk akla gelen temizlik için gündelik çalışan kadınlar oluyor. Oysa temizlik için yardımcı gelmeyen evlerde de birer ev işçisi yok mu? Hem de yaptığı bu iş için ücret almayan, çoğu zaman takdir dahi edilmeyen, mesai saatleri hiç belirli olmayan, çoğu zaman aşkın saatlerle çalışan… Evet doğru bildiniz, neredeyse her evdeki bu ev işçileri: evin kadınları.
Kadınların istihdama dahil olmadığı bir çok hanede “ben hanımımı çalıştırmam” üzerinden bir “lütuf” yaratıldığını görürüz. Gerçekten öyle mi? Bir lütufmuş gibi gösterilen bu ekonomik bağımlılık kadının hane içindeki ikincil konumu sabitleştirmez mi? Biraz düşünelim.
Her şeyden önce “parayı veren düdüğü çalar”. Diğer birçok grup için geçerli olduğu gibi aile içinde de iktidar ekonomi üzerinden sağlanır. O haneye parayı kim getiriyorsa, onun kurallarına uymak gerekir. Dolayısıyla bu güç bağlamını konuşmaksızın ev içi emeği değerlendiremeyiz. Ev işleriyle ilgili en kritik nokta bu işlerin kadınlar tarafından “ücretsiz” olarak karşılanıyor olmasıdır.
Dahası bu işler göze hiç görünmez. O evi temiz tutmanın, temiz ütülü çamaşırlar giymenin, her öğünde sıcak yemek yemenin değeri kaybedilmediği sürece anlaşılmaz. Sanki otomatik olarak yapılan sıradan işlermiş gibi görünen her adım, aslında arka planında büyük bir emek barındırır. Emekçi gününde mutlaka konuşulması gereken bir başlık ev içi emektir.
Bunun yanı sıra ev işlerinin de çocuk bakımının da kimileri tarafından esasen “aşağı” birer iş olarak görüldüğünü konuşmak lazım. Erkeğin evde kalıp ev işleri ve çocuk bakımını üstlenmesi birçokları için adeta bir “utanç” vesilesidir. Evde kalmanın en çok erkekler için zor olduğunu banklarda oturan “amca” görüntülerinden anlıyoruz. Bir röportajda “evde kalıp da bulaşık mı yıkayayım” diyen erkeğin bulaşık yıkama işini aşağı gördüğü çok aşikar.
Acaba hanımını çalıştırmayacak kadar değerli bulan o beyler; kendileri için aşağı buldukları bulaşık yıkama, çamaşır çitileme, tuvalet fırçalama gibi hayatın olağan akışında var olan ev işlerini değerli hanımlarına yaptırmaktan neden gocunmazlar? Hanımı çalıştırmıyorum lütfu bir tuzak olmasın?
Ev içinde veya dışında gösterilen her türlü emeğin değerinin bilindiği, karşılığının ödendiği nice bayramlara. 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlu olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.