ELLER AYA BİZ YAYA!
Mars ile dünya arasında ki mesafe ortalama 225 milyon km.
Yapılan araştırmalara göre, Mars tıpkı dünyamız gibi karasal bir gezegendir.
2 uydusu bulunan Mars’ta yine dünyamızda olduğu gibi kutup bölgesi, volkanik, çöl, vadi gibi coğrafi özelliklere sahip.
Mars’ta bir gün dünyadan sadece 40 dakika uzundur.
Mars tahmini olarak 4,5 milyar yaşında.
10 Haziran 2003 yılında MER isimli keşif aracı fırlatılmış 4 Ocak 2004’te ise Mars yüzeyine iniş yapmıştır.
Önümüzde ki yıllarda Mars’a insanlı uzay aracı gönderilmesine ilişkin olarak çalışmalar yoğun şekilde devam ediyor.
Bunları niye yazdım?
Başka ülkeler nelerle uğraşıyor bizim ülkemiz neyle!
Gelişmiş ve iç çekişmelerini geride bırakmış ülkelerde bilim insanları başka gezegenlerde yeni yaşamlar bulmak, Mars’a insan türünün yaşayacağı koloni oluşturmak için gece, gündüz çalışıyor.
Adamlar 100-200 yıl sonrasına göre proje geliştirip ona göre de planlar yapıyor.
Bizim ülkemiz ise bilimi, teknolojiyi, demokrasiyi reddeden bir çizgi üzerinde yerinde sayıyor.
Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlığı tamda bu nedenledir.
Çünkü Cumhuriyet bilimi rehber alıyor, günümüzün ve geleceğin dünyasına geriye doğru değil Atatürk’ün ifade ettiği üzere hep ileriye bakarak yol almayı amaçlıyor.
Cumhuriyete karşı olanlar geri kalmışlığın tahakkümü altında ülkenin gelişmesine bariyer oluyor.
Nedeni şu ki onlara öğretilen ve benimsetilenlere göre yenilik, Cumhuriyet ve demokrasinin kötü bir şey olduğudur, gavur icadıdır!
İyi de gavurun icat ettiği her şeyi dibine kadar kullanıyorsun!
Telefonu kullanıyor, arabaya, uçağa biniyor, aşı oluyorsun!
Demokrasiyi istemiyor, gavur icadı diyorsun ne var ki seçimlere katılıyorsun o sayede vekil, belediye başkanı oluyorsun.
Sonrada demokrasi bizim için amaç değil araçtır diyorsun.
Yani ileriye giden bir trende geriye doğru koşmaya çalışıyorsun.
Çok absürt değil mi?
Zerre kadar insanlığa katkın yok ancak Cumhuriyet, demokrasi, bilim, teknoloji insanlık adına iyi olan ne varsa senin kafa yapına göre kötü!
Bir fikri ancak yeni bir fikir ile yenilir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan ederken aklında bilim ve medeniyet vardı.
Atatürk, yüz yıllarca tebaa olarak adeta köle misali yaşamış bir toplumu medeni alem ile her anlamda buluşturdu.
Bugün ülkemizde yokluk ve yoksulluk, geçim sıkıntısı yaşanıyorsa, ifade özgürlüğü yoksa nedeni Cumhuriyetin, demokrasinin, aklın ve bilimin yok sayılmasındandır.
Ne demişti Atatürk:
“Dünyada her şey için, yaşam için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlık, bilgisizlik, doğru yoldan çıkmışlıktır. Yalnız bilimin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki evrelerinin gelişimini anlamak ve ilerlemelerini izlemek koşuldur…”