Eğitimdeki fırsat eşitliğinden hızla uzaklaşıyoruz.

Bunu kim söylüyor, bilimsel, laik eğitimi savunan eğitimciler.

Pazar günü açıklanan liselere giriş sınavı derin hayal kırıklığı yarattı.

Açıklanan yeni sistem dershanelere olan bağımlılığı azaltıp sınav yarışını sona erdirir ve kalıcı olur mu?

Bu konuda evet demek mümkün görünmüyor.

Milli Eğitim Bakanı yeni sistemi açıklarken duruma vakıf olmadığı her cümlesinden metni okurken belli oluyordu.

Liselerin farklı katogorilere ayrılması kabul edilebilir gibi değil.

Ortaokul çıkışlı öğrencilerin sınava sadece %10’u girmesi öngörülüyor.

En büyük yanılgı da bu alanda yaşanacak.

Yüzbinlerce öğrenciyi üç yıllık eğitime tabi tutacaksın 60 soru ile sınırlamak ölçme ve değerlendirmenin ruhuna aykırı bir durum.

İkamete dayalı kayıt sistemi ise çoktan iflas etti.

Okul önlerindeki servis araçları bunun en çarpıcı örneğidir.

Her getirilen sistem eğitim öğretimi içinden çıkılmaz noktaya sürüklüyor.

Bunun nedeni ise her göreve yeni başlayan Milli Eğitim Bakanı mevcut sistemin hatalarını telafi etmek için yola çıkıyor, ancak sil baştan yeniden başa dönülüyor.

Durum böyle olunca hem zaman kaybı oluyor hem de işin içinden çıkılmaz hal alıyor.

Milli Eğitim gibi önemli bir konuda tek başına yapılan değişiklik kabul görmüyor.

Ortak akıl tercih edilmiyor.

Bunun nedeni ise iktidarın “ben yaptım olur” dayatmasında aramak lazım.

Eğitim uzmanları son uygulamalar hakkında önemli uyarıları oldu.

Eğer bu sistemle devam edilirse bizim öğrencilerimiz küresel planda yarışma şansı azalacağı uyarısı yapıldı.

Eğitimde iyi durumda olan ülkelerin çocukları Dünya vatandaşı oluyor.

Bizim çocuklarımız ise üç yıl ortaöğrenim görüyor, üç yılın birikimi 60 soru ile ölçmek mümkün değil.

Sorular zorlaştıkça dershanelere olan bağımlılık artacaktır.

Gerek bizim liselere kayıt sisteminde gerekse Yüksek Öğrenim kurumunun liselerden üniversitelere geçiş sisteminde yaptığı değişiklerin amacı 21. yüzyıl Türkiye’sinin 100 yılı yapmaktır.

Her iki sistemin de adil, seçici ve kalıcı olması   mümkün gözükmüyor.

Önümüzdeki günlerde daha kapsamlı eleştiriler olacaktır.

Yapılan bu eleştirileri yoksaymamak lazım.

Yeni sistemdeki eksiklikleri kısa sürede telafi ederek çocukların geleceğini riske atmamak lazım.

Sosyal medyada öğretmenler kendi aralarında yapmış oldukları yazışmalarda nitelikli öğretmen-nitelikli öğrenci kavramından söz ediyor.

Bu ülkenin tüm öğrencileri ve öğretmenleri niteliklidir.

Eğitim sistemi ayrıştırmaz, toplumu birleştirir.

Bu yüzden yapılan eleştirileri ciddiye almak lazım.

Nerede hata varsa o hatayı kısa sürede telafi etmenin yollarını aramak lazım.

Ben bilirim yaklaşımı eğitim sistemini içinden çıkılmaz noktaya getirdi.