Eğitimde gericileştirme
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim Sen), yayımladığı 2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Değerlendirme Raporu’nda, çarpıcı veriler bulunuyor.
2015-2016 eğitim öğretim yılının cinsiyetçiliğin ve ayrımcılığın arttığı bir yıl olduğu öne çıkartılan, okullaşma oranının da yüzde 95.22 gerilediğine vurgu yapılan raporda, 4+4+4 sistemi ile örgün eğitimdeki kız çocuklarının sayısında ciddi düşüş yaşandığı belirtiliyor.
Çocuk yaşta evlendirmeyi teşvik eden düzenlemelerin 2015-2016’da binlerce kız çocuğunu eğitim sisteminin dışına ittiği ifade edilen raporda, “2013-2014 eğitim öğretim yılında yüzde 99,61 olan kız çocuklarının okullaşma oranı geçtiğimiz yıl yüzde 96,57’ye bu yıl ise yüzde 95.22’ye gerilemiştir” denildi.
Çocuk işçiliğin artması da önemli bir başlık olarak ele alınan raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Aile geçimine katkı sağlamak için çalıştırılan bir milyona yakın çocuk işçi var. Ücretsiz ev işlerinde çalışarak ailesini destekleyen çocukların sayısı da 7,5 milyon civarında. Çalışan kız çocuklarının 6-14 yaş arasında yüzde 75’i tarım, yüzde 16’sı hizmet ve yüzde 8’i sanayi sektöründe çalıştırılmakta. 15-17 yaş arasında ise sırasıyla yüzde 46, yüzde 33, yüzde 22 olarak tarım, hizmet ve sanayi sektöründeki oranla artış göstermektedir.’’
İşçi Sağlığı İş Güvenliği (İSİG) Meclisi 2016 Raporu’na göre de, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocukların yüzde16’sı kız çocuğu.
Bu oran genel olarak iş cinayetlerinde tespit edilen kadın işçi ölümünün iki katıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı “Sünni İslam’ın resmi temsilcisi’ olarak nitelendirilen o raporda, Başkanlık ve MEB işbirliğiyle ülke çapında açılan ‘kreş görünümlü’ Kuran kursları aracılığıyla 4-6 yaş grubundaki okul öncesi çağdaki çocuklara ‘dini eğitim’ verilmeye başlandığına dikkat çekiliyor.
Diyanet’e bağlı 4-6 yaş grubu Kuran kurslarının fiilen ‘sıbyan mektebi’ işlevi gördüğü ve resmi okul öncesi eğitim kurumlarına alternatif olarak sunulduğuna işaret edilirken, 2015-2016 dönemi için ülke genelindeki kuran kurslarının rakamları da çok çarpıcı.
Buna göre, ülkenin her bölgesinde, toplam 463 ilçede 4-6 yaş grubuna yönelik 2 bin 53 Kur’an kursu’ bulunuyor. 3 bin 17 öğreticinin görev yaptığı bu kurslarda, 27 bin 866’si kız olmak üzere toplam 55 bin 347 öğrenci yer alıyor.
Bu bilgilerin yanı sıra önemli bir saptama da, eğitimde taciz ve istismarın sistematik hale gelmesidir. Bu konu, raporda, şu ifadelerle karşılık buluyor:
“Milli Eğitim Bakanlığı AKP’nin cinsiyetçi politikalarını istikrarla hayata geçirirken eğitim kurumlarını taciz ve istismarın yaygınlaştığı yerler haline getirdi. Evde, sokakta, iş yerinde ve okullarda tacizi meşrulaştıran ve ‘Bir kereden bir şey olmaz’ diyen zihniyet son olarak Meclis’te kurulan ‘Aile Bütünlüğünü Olumsuz Etkileyen Unsurlar ile Boşanma Olaylarının Araştırılması ve Aile Kurumunun Güçlendirilmesi İçin Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi İçin Meclis Araştırması Komisyonu’ önerdiği maddeler ile çocuk istismarını suç olmaktan çıkarmayı hedefliyor. 2015-2016 eğitim öğretim döneminin 2. yarısında yaşanan cinsel şiddet vakaları eğitimin içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor.’’
Müfredatın cinsiyetçiliğine değinilirken de, ‘’Din ve inanç alanını kendi tekeline almaya çalışan siyasi iktidarın ‘dindar nesil’ ve ‘muhafazakâr yaşam tarzı’ ifadeleri ile somutlaşan eğitim politikaları karma eğitimi ve cinsiyet eşitliğini hedef almaya devam ediyor. Cinsiyet ayrımcılığı eğitimin en önemli unsuru olan ders kitapları aracılığı ile aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan etkinliklerle aktarılıyor’’ deniliyor.
Bütün bu değerlendirmelere bakınca, ‘eğitimde gericileştirme’ meselesine ne kadar önem verdikleri, bunun için gereken her şeyin yapıldığı çok net görülüyor.