DİNAMİKLERİ OLMAYAN KENT!
Kimileri alışkanlık haline getirdiği için Gebze’nin mevcut sorunlarını sadece Gebze Belediyesi’ne veya iktidar partisine yükleme kolaylığına kaçıyor.
Tamam, belediye elbette kente hizmet noktasında ve çözüm konusunda birincil sorumludur.
Fakat bu durum tek başına belediyeye topu atmak kolaylığını ve bencilliğini haklı gösteremez.
Gebze’de yaşayan herkes sorunlara çözüm konusunda mutlaka görüş belirtmek ve öneri getirmekle mükelleftir.
Bu kent yaşamının ve o kente karşı sorumluluğunda bir ifadesidir. İş başında ki belediyenin yanlışlarını vurgularken ‘muhalif’ olarak çözüm önerilerimizi de sıralamak zorundayız.
Yoksa belirttiğim gibi yerel yönetimin yanlışlarına dayalı çözüm içermeyen her açıklama, konuşma anlamsız ve içi boştur.
Bu kentin sorunlarının çözümüne tek başına katkı sunmaz.
Gebze kentinin üst aklı kent dinamikleridir.
Yani sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, sendikalar, dernekler vb. Bunların farklı görüş ve cenahtan olmaları ise demokrasi ve çok sesliliğin bir sonucu olarak ortaya atılacak fikirler açısından da önem taşımaktadır.
Bu kente sadece seçimi kazanan yerel yönetimin değil kent dinamiklerinin de eleştirisel ama yapıcı ve çözüme dayanan fikirleri, önerileri de önem taşımaktadır.
Gebze’de zurnanın zırt ettiği yerde budur, yani kent dinamikleri konusu.
Gebze’de kent dinamikleri geçmiş yıllara göre çok daha pasif durumdadır. Kent dinamiklerini oluşturan birçok STK siyasal iktidara sırtını dayadığı için eleştiri ve çözüm noktasından çok uzakta üç maymunu oynamaktadır.
Gebze’nin yaşadığı her soruna ‘duymadım, görmedim, konuşmadım’ şeklinde bir tavır içindedirler. Çünkü onların eleştiri veya çözüm üretmek için öneri getirmek gibi derdi yoktur.
Gebze’nin bence en büyük talihsizliği kent dinamiklerini oluşturan yapıların etkisiz, güçsüz ve ifade ettiğim gibi siyasal iktidara angaje olmalarıdır.
Sonuç olarak, yazının başına dönecek olursak Gebze’nin daha yaşanabilir bir kent olması adına yerel yönetime fikir üretecek, çözüm sunacak, eleştirecek bir yeni anlayışın özellikle STK’larda oluşması gerekiyor.
Sorunlarından arınmış çağdaş ve modern kentlerde bu işler böyle oluyor.
Ne kendi gölgesine muhalefet eden muhaliflik nede “Ben yerel yönetimim benim dediğim olur, kimseyi takmam” anlayışı Gebze’nin geleceğine olumlu anlamda katkı sunmaz, sorunların çözümüne giden yolu açmaz.
Gebze için ortak bir amaç etrafından buluşmak, yan yana gelmek için vakit çoktan geldi hatta geçti bile.
Zararın neresinden dönülse kardır misali bir an önce Gebzeli STK’ların kent dinamiklerinin üzerlerinde ki ölü toprağı atarak çözüm noktasında çaba göstermesi gerekiyor.