Bu aralar herkesi dinliyorum.

Yanlış anlamaya neden olmasın, benim dinlemem öyle yasadışı dinleme değil, sohbet amaçlı dinlemedir.

Olmayacak dualara amin demem.

Gece rüyasında gördüklerini gerçek sanan bir toplum var karşımızda.

Hani derler ya, umut fakirin ekmeğidir.

Siyasetçi bol bol umut dağıtıyor.

Yapacağı işin de sözünü veriyor, yapamayacağı konularda da vaatlerde bulunuyor.

Önceki gün eski bir Ak Parti kurucusu ile sohbet ediyoruz.

Konu döndü dolaştı Büyükşehir Belediyesinin hizmetlerine geldi.

Tatlıkuyu’da hafriyat alanı olarak belirlenen bu bölgeye dökülen hafriyatlardan elde edilen gelir Gebze’ye yatırım olarak dönmüş olsa ihya olurduk dedi.

Rakamın büyüklüğünü tam olarak bilmiyorum.

Kimseye haksızlık yapmak istemem.

Rakam çok büyük olmalı ki, hafriyattan elde edilen gelirin Gebze’nin hizmet sorununu çözecek türden olduğunu ima etti.

Hafriyat üzerine benim tanık olduğum en önemli konu, iki kişinin ayaklarından silahla vurulmasıdır.

Gebze’de bir başka önemli konu ise Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Bağcı’nın Denizli’ye tayininin çıkartılmış olmasıdır.

Bu gelişmeyi neye yormak lazım?

Kışın ortasında tartışmalı bir kararnameyle görev değişikliği geç kalmış bir değişiklik olarak yorumlandı.

İbrahim Bağcı 12 yıldır Gebze’de görev yapıyor.

30 yıllık gazetecilik sürem boyunca bir başsavcının bu kadar uzun süre görev yaptığına tanık olmadım.

Gebze’ye atanan yeni Başsavcının birkaç gün içerisinde göreve başlayacağı yönünde bilgiler geldi.

Bu aralar emniyette ve yargıda tayin fırtınası yaşanıyor.

Bakalım bu fırtına bahara dönüşecek mi?