BARBAROS TANTAN

BARBAROS TANTAN

Devlet içinde devlet mi ?

Devlet içinde devlet mi ?

 Bir toplumun dini ihtiyaçlarını gidermek ve ortak duygularını oluşturup geliştirmek için denetlenebilir mekanizmalara sahip olarak kurulmuş bir kurumun, tek hakim kurum haline gelmesi neyin işaretidir diye düşünürken aklıma Diyanet İşleri Başkanlığı geldi.
   Neden mi ?
   İşlevinden bağımsız olarak hangi düzeyde korunup kollandığını belgeleyen bütçeleriyle önümüzde durduğu için...
   Bu başkanlık, Devlet Arşivleri Başkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu, Genelkurmay Başkanlığı, İletişim Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı, Savunma Sanayi Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı ve Türkiye Varlık Fonu gibi direkt olarak Cumhurbaşkanlığı'na bağlı.
Yani, Cumhurbaşkanı dışında hiçbir mekanizma denetleme hakkına sahip değil.
   Peki ilgi alanları itibarıyla nelere sessiz kalmayı yeğlemiştir ?
   Mesela;
   Toplum dokusu ve ahlakını bozan
çocuk tecavüzlerine,
   Hızla artan kadın cinayetlerinin toplumsal nedenlerine,
   Ahlaken herkesin kaçınacağı hırsızlık ve namussuzluğun itibar kazanmasına,
   Giderek artan ahlak erozyonuna,
   Tabiatın yağmalanmasına,
   İnsanların ayrıştırılmasına ve ahlaki erozyonun artmasına neden işsizliğin tavan yapmasına,
   Genç bir ulusun yarattığı tüm değerlerin satılmasına,
   Toplumun üretim damarlarının kesilmesine,
   Ahlaki değerleri aşındırarak oranda tüketim çılgınlığının yaygınlaştırılmasına ve daha bir çok başlığa sessiz kalmıştır.
   Öte yandan, bu kadar sessizliğe bürünmüş bir cumhuriyet kurumunun hormonlu büyüklüğü de şaşırtıcı.
Kuruma 80 binin üzerinde cami bağlı.
Bünyesinde 110 bin civarında personel istihdam ediyor.
   Bütçesine gelince...
   Kurumun 2018 yılı bütçesi 8 milyar 356 milyon lira iken, 2019 yılında şu ana kadar 10.5 milyar liradır. 2020 için belirlenen bütçesi ise 11 milyar 520 milyon lira.
   Sormalı o zaman;
   Ülkemize ve insanımıza hiç bir katma değeri olmayan, sapkın fetvalar ve belden aşağı söylemlerde bulunan bu kurum kapatılabilir mi ?
   Bu kurumu devlete bağlı olmaktan çıkaracak bir siyasi parti var mı ?
   Bu kuruma, "Madem Allah için hizmet ediyorsunuz, kendi imkanlarını kullanın" diyecek bir babayiğit çıkar mı ?
   Ne mümkün...
   Bunları konuşmanın 'din düşmanlığı' olarak gösterildiği Türkiye'de, en güçlü dokunulmazlık zırhına sahip olan Diyanet'le ilgili bu ve benzeri söylemler bile başlı başına iç savaş sebebi.
   Öyleyse sözümün özü şudur ki;
   Tarikatlar, cemaatler, şeyhler, şıhlar, tekkeler, medreseler, kuran kursları ve vakıflar din alanını işgal etmişken, 'devlet içinde devlet' durumuna gelen Diyanet İşleri Başkanlığı ne iş yapar ?
   Bu personel şişkinliği ve bu bütçe büyüklüğü ile gerçekten ne iş yapar ?
   Birilerinin bunu kamuoyuna açıklaması ve insanları ikna etmesi lazım.
   Bu yapılmalı ki, toplum, mezhep ayrışması yaşamadan huzurlu olabilsin...

Bu yazı toplam 2333 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
BARBAROS TANTAN Arşivi