DEVİNİM

DEVİNİM

Söyleneni, konuşulanı, yazılanı,okunanı,doğru anlamak ve doğru yorumlamak zorunda olduğumuz günlerden geçiyoruz. Bir öykü: Tükçe öğretmeni öğrencilerine ödev verir. Konu: ''Yaşadığımız toplumdaki kültürel devinimleri yazınız.''( Devinim: hareket etmek.) Öğrenciler ödevlerini yaparak öğretmenlerine verirler. Okul müdürünün şikayeti nedeniyle okula bakanlık müfettişleri gelir.Soruşturmalar yapılır.Öğretmen ...nolu sıkıyönetim mahkemesine gönderilir...Devinim yapmak '' devrim yapmak'' olarak yorumlandığından öğretmen 12 Eylül' ün faşist zindanlarına atılır.Dört ay sonra gerçek anlaşılır, öğretmen suçsuz bulunur. Öğretmen hapis yattığı ile kalır...Ve devletten yüklü bir tazminat alır...Öykü burada biter...Ama yaşam devam eder... Canım demokrasi nerelerdesin? Epeyden beri ortalıkta görünmüyorsun.Seni özledim, hadi gel artık... Şair duyarlılığımız yaşamımızdan önde gelir elbette.Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Biz ne yapalım ki; yaşamın tutanaklarındaki kan, acı,ağlayan gecelerin yangınları rahat bırakmıyor ki bizi... Ölümün darboğaz tünellerini aydınlatanlar haince hesapların ateşlerinde yakıldılar...Bu hesap şairlere, aydınlara, yazarlara, ozanlara ödetildi... Bu zamanlar da geçer elbet.Daha özgür bir ülke, çocuklarının şafaklara gömülmediği bir ülke,şiirin tutuklanmadığı bir ülke, kardeşçe yaşanan bir ülke olsun isterim güzel ülkemin... Şiirin yollarına gül dökün demiyorum ama; gölge etmeyin başka bir şey istemem. Bulamaç suratlı kadınlar kandırdı ya beni,zamanın memelerine dayadım dişlerimi; şarab - ı aşk yerine kan tükürdüm aynadaki adamın suratına... Bahçemize yabani otlar bulaşmadan lütfen doğrudan,haktan ayrılmayalım...

Bu yazı toplam 214 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

YILDIZ

19 Ağustos 2017 Cumartesi 00:00