BU KADAR DA OLMAZ...!
Her geçen gün olmadık konularla boğuşuyoruz.
Bir zamanlar iktidarın muktedir vekillerinden bir tanesi ne söylemişti;
“Suç işleme özgürlüğü”var.
Sanırım bu durum gün geçtikçe ilgi ve destek görüyor.
Herkes bulunduğu konuma, ağırlığa göre bildiğini okuyor.
Nasıl olsa bir suç diğer bir ihlal ile kapatılıyor.
Genellikle üzerinde durulmayan tek suç ekonomik menfaatlerdir.
Otokrasiden, diktaya bütün baskı rejimlerinin kitap düşmanlığı, yazana nefret ve okuyana hışım ortaklığı bir raslantı değildir.
Sözlerle düşünürüz, kitaplar söz dağarcığını genişleterek düşüncenin, hayalin ufkunu açar.
Mantığı geliştirir ve sonunda özgürleştirir.
Baskıcı egemenlerin en çok korktuğu bu düşünce sistematiğidir.
Bir zamanlar cahilleri çok seven bir rektör vekili vardı.
Daha sonra bu cehalet sevgisi ona yeni makam ve mevkilerin yolunu açtı.
Orada yapılan uygulamalar hepimizin malumudur...
Yakın zamanda çok sayıda akademisyen onların deyimiyle kovuldu, bizim anlatımımızla üniversitelerden atıldı.
Her bin kişiden sadece birinin kitap okuduğu (TÜİK verileri) 80 milyonluk bir ülkede yazıp aynı zamanda okuduğu için hapse tıkılanları da çıkarırsanız nasıl bir cehalete savrulmuş olduğumuz açıktır.
Bu yüzden cahil cesaretli insan sayısı hızla artıyor.
Pazar günü hava güzeldi, evden çıktım sokaklarda olup biteni alıcı gözüyle gözetleyerek işyerine geldim.
Hani demiştik ya herkes gücü oranında suç işler.
Bazıları yaya kaldırımını gasb ederek kafe açar.
Bazıları ise ters yönde araçla trafikte seyreder.
Yeni Çarşı’da Gebze Harem minübüsü yolcu indir bindir yaparken tüm uyarılara rağmen hiç kimseyi takmadı.
Hatta onu uyaranları bile tehdit etmeyi ihmal etmedi.
Kaymakamlık önünde ters yönde trafiğe giren araç sayısı oldukça fazlalaştı.
Aynı durum tek yöne dönüştürülen İlyasbey Caddesi üzerinde yaşanmaktadır.
Bu şehri yönetenlere şöyle bir çağrım olacak.
Ya kural koymayın veya koymuş olduğunuz kurallara sahip çıkın.
Böyle devam ederse günün birinde sizde sokak ortasında mağdur olabilirsiniz.
Bugün Dünya’ya gelen çocuğa “evet” ismini koyan akıl, dün doğum kontrolünden habersiz olduğu için sıra sıra bebeklere Yeter, Dursun, Sabit, İmdat isimleri veren akıldır...!
Çünkü, okumuyoruz...
“Tek kitap” diyorlar onu da okudukları yok...!
Okudularsa bile anladıkları şüpheli...
Öyle ise bu cehaletten kurtulmanın yolu çok okumaktan ve araştırmaktan geçiyor.
Aksi halde birilerinin yalanlarını ninni yerine çok daha dinleriz...!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.