DEPREMİ UNUTMA!
27 Haziran 1998’de meydana gelen deprem sonrası birkaç gazeteci arkadaşla Adana’ya gitmiştik.
Depremin soğuk yüzünü ilk kez görmüş, yaşanılan acılara, yıkılan devasa beton binalara yine orada ilk kez tanıklık etmiştim.
6.2 büyüklüğünde ki Adana depreminde 145 kişi ölmüş, 1500 kişi yaralanmış, yüzlerce ev yıkılmıştı.
Bir yıl sonra 17 Ağustos 1999’da ise bu kez Gölcük merkezli 7,4 büyüklüğünde deprem felaketini yaşadık.
Resmî raporlara göre 17.480 ölüm, 23.781 yaralanma oldu, 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü.
Gerçekten tam bit yıkımdı.
Anımsıyorum, o gece hava gerçekten aşırı sıcaktı ve evin içi biraz serinlesin diye pencereleri açmıştık.
Bende o gece yine her zaman ki gibi uykum kaçtığı için TV izlemiş ardından uyumak için yatağa uzanmıştım.
Elektriklerin ani kesilmesi ve ardından ortaya çıkan büyük bir gürültü ile yerimizden fırlamıştık.
Ne olup bittiğini anlamamıştık bile.
Sanki binayı bir şey temelinden olabildiğince güçlü şekilde sağa, sola sarsıyor ve yerinden çıkarmak istiyor gibiydi.
Karanlıkta geçen saniyeler âdeta uzun saatler gibi gelmiş ve o an binanın üzerimize yıkılacağını çaresiz bir şekilde düşünüvermiştim.
Sonuçta bir şekilde kendimizi dışarı attığımız da depremin yarattığı ürpertici şokun etkisiyle ağlayan, sinir krize geçiren, korkudan ne yapacağını bilemeyen sokakta yüzlerce insanı gördük.
24 yıl önceki Gölcük depreminde biz şanslıydık, kurtulmuş ve hayatta kalmıştık.
17 Ağustos 1999 gecesi binlerce kişi ölmüş, acının en katmerlisi yaşanmıştı.
6 Şubat 2023’te ki Kahramanmaraş merkezli büyük depremde ise yine şansı olmayan yüzbinler vardı.
Müteahhittin daha çok kar etmek adına kötü malzeme ile yaptığı, devletin ilgili yetkililerinin yapımına göz yumduğu binaların enkazında binlerce insan ezilerek yaşamını kaybetti, yine on binlercesi yaralandı.
Geçtiğimiz aylarda Kahramanmaraş ve deprem bölgesini gezimizde de depremin yıkımını gördük.
Kahramanmaraş bitik durumdaydı.
Sonuç olarak depremin her daim bize anımsattığı bir şey var, size şah damarınız kadar yakınım ve her an kapınızı çalabilirim.
Deprem öncesine dönük önlem alınmalı, bina ve inşaatlar sıkı denetlenmeli, sabah kalkanın müteahhit olmasının önüne geçilmeli, vatandaş deprem konusunda bilinçlendirilmeli ve depremin asla bir kader olmadığı anlaşılmalıdır.
Ne var ki deprem öncesine değil sonrasına dönük çalışmalar hala sür git devam ediyor!