DEMOKRASİ VAR MI?
Gelişmiş ülkelerde ülkeyi veya bölgeleri yönetecek isimleri belirleyecek seçimler demokrasi-hukuk-adalet üzerinden nihayete erer.
Açık ve hesap verilebilir şekilde.
Hile, hurda olmadan!
Her şey toplumun rehine göre şekillenir.
Seçim biter yaşam eski haline olağana döner.
Partiler ve politikacılar çoktan unutulur.
Sistem tıkır, tıkır işlemeyi sürdürür.
Bizim ülkemiz de öyle mi?
Seçimler öncesi ve sırasında adeta ülkeyi kutuplaştırıp dönüştürmede zirve yapılır.
‘’Biz iktidardan gidersek yoksulluk gelir, ekonomi batar, biz yerli ve milliyiz, onlar muhalefet dış güçlerin adamı, terörist, vatan haini…’’ söylemleri havada uçuşur.
Korku ve kaos ortamına yol açacak kaygı verici söylemlerin ardı arkası kesilmez.
İktidar olan parti devletin tüm olanaklarını kendisi için kullanır ve haksız, hukuksuz rekabet ortamı yaratır.
Kargadan başka kuş tanınmaz.
Tüm bunlar saydam olmayan seçim yoluyla devlet aygıtını ele geçirip iktidar olmak için yapılır.
Asıl ürpertici olanı ise iktidardan bir daha gitmemek üzere söz sahibi oldukları devletin her türlü argümanını rakiplerine karşı kullanmak.
Devletin aracını, gerecini, köprüsünü, yolunu ne varsa kendileri için değerlendirirler.
Bunun adı tabi demokrasi değildir.
İleri demokrasilerde seçimle gelen yalnızca seçimle gider.
Ve kalıcı iktidar diye bir şey asla yoktur.
Ondan dolayı batıda demokrasi tüm kurallarıyla sağlıklı şekilde işlemeyi sürdürüyor.
Demokrasi bizim ülkemizde yıllardır arızalıdır!
Neresinden tutsanız elinizde kalıyor.
Adı var ne var ki kendi olmayan bir demokrasiden söz ediyoruz.
Her şey demokrasiye ne kadar inanıp inanmadığınız noktasında belirleyicidir.
Şundan dolayı ki, bazıları demokrasiyi varacakları istasyona götürecek ve daha sonra inecekleri tren gibi görmekteler.
Bunu da açıktan söylüyorlar zaten.
‘’Demokrasi şeytanın yolu’’ diyenlerin demokrasiyi savunması ve yaşatması mümkün mü?
Kesinkes hayır.
Partilerin tarikata, liderlerin şeyh ve şıha dönüştüğü bir mecrada demokrasiden kimse söz edemez.
Müride dönüşmüş parti üyeleri lidere tam bağımlı ve biat ettiği sürece demokrasi falan hikayedir.
Demokrasinin esamesinin okunduğu siyasi partilerin demokrasiyi savunması ve yaşatması mümkün değil.
Ülkemizin 200 yıllık demokrasi gelişme sürecinde gelinen nokta bu.
Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda yönünü nereye çevireceği hepimiz yakında ilgilendiriyor.
Demokrasinin öncülüğünde, çok sesli, özgürlüklere yönünü çevirmiş Türkiye’nin geleceği aydınlık olacaktır.
Aksi halde karanlık, kaos ve korku iklimi hüküm sürecektir.
Demokrasiye ve Laik Cumhuriyete sahip çıkalım.