Medya takip şirketleri nedir, bilirsiniz. Gözlemlerime göre tanıtım, reklama en yüksek bütçeyi ayırdığını düşündüğüm Ajans Press en fazla bilinedir diye öngörüyorum.

Medya takip şirketlerinin bilgi toparlamada en yaygın kaynağı ise yerel basındır. Şöyle bir iddiam var. İşinin hakkını veren her medya takip şirketinin ülkemizde yerel basının olduğu tüm il ve ilçelerde en az bir ‘çözüm ortağı’ vardır. Tırnak içine aldım çünkü bu şirketler diyalogda olduğu yerel basın kuruluşlarından edindikleri bilgiyi üstelik ticari hale getirip pazarlıyor olsalar dahi, kaynağına başvurdukları yerel basına herhangi bir ödeme yapmazlar.

Yerel basın için de o bilgiyi herhangi bir MTŞ’ye aktarmaları durumunda hiçbir ek maliyeti yoktur. İmajına katkı sağlar. Bir de zayıf ihtimal de olsa reklam için ulusal basını ekseriyetle tercih eden direk nihai tüketiciye üretimde bulunan üretici firmaların reklamını almanın yolu açılır. Yerel basının güçlü olduğu illerdeki il gazetelerinin bu tür reklamları alabilme yeterliliği olduğu aşikadır.

**

Yerel basın aynı zamanda PR diye tanımlanan, herhangi bir firmanın tanıtımına katkı için –özetle- haber metinleri de hazırlayan şirketlerin ilgi odağı arasındadır. Hatta bu tutum son 10-15 sene içinde çok yaygınlaştı. Daha öncesinde pek yoktu.

Burada da karşılıklı faydalanma söz konusu. Gebze Bölgesi için örneklemede bulunacak olursak sanayi bölgesi olmamızdan sebep, devasa şirketlerin belki de ulaşmak için 40 takla atmamız gereken bilgileri bir gün bir bakmışsınız bir PR tarafından gönderilivermiş.

Bence; en ‘kötü’ PR haber bülteni metni, en iyi belediye haberinden iyidir. Değerlendirmeye değerdir.

Ayrıca ‘kelli felli’ konusunda müthiş deneyim sahibi yurdum doktorları, profesörlerinin sağlık temalı yorumları her gazetenin okuru için de önemlidir. İlgili sağlık insanının çalıştığı özel kuruluştan sebep ince ayar ‘reklamvari’ cümlelere de tanık olunur ki, o kadar ‘kusur’ kadı kızında da olur.

**

Eskiden düşük yüzdelilerdi. Şimdi yüksek yüzdeli muhalefet partileri de ulusal basında yeterince yer bulamayınca haylice dönem yerel basına sığınmakta buldu çareyi.

Ama gel gör ki yerel basının önemini medya takip şirketleri kavradı, PR şirketleri anladı, siyasi partilerin genel başkanları kavradı da bir iki istisna dışında Gebze siyaseti..

Ne ilişkilerde, ne haber servisinde, ne düzenli basın toplantısı düzenlemede, ne ilimiz merkezinde olduğu gibi yönetim kurulu toplantılarının öncesinde de kısa süreliğini basını ağırlayıp gündem maddelerini anlatmak, kısa bir değerlendirme yapmak gibi… daha birçok konuda kavrayamadı.

Nihayetinde CHP Gebze İlçe Örgütü ve önceki günkü basın toplantısına dönünce…

20 Ocak’ta Gökhan Orhan ve yönetimi seçildi. Malum sürece kadar önündeki 40 günlük zamanda basın toplantısı düzenlemedi.

01 Haziran’dan itibaren yeni normalleşmeye geçildi. Kaba hesapla 140 gün. 40 da öncesinden. CHP Gebze İlçe Örgütü’nde yeni yönetim basın toplantısını seçilmesinin nette altı, brütte dokuzbuçukuncu ayında düzenledi.

Bu arada endişelenmeyin. ‘9.5 hafta’ filmine esinlendim diye değinmeyeceğim.

Ve olağanüstü süreçte telekonferans yöntemi ile basın toplantısı da düzenleyebilirdi.

Yönetim.. Bırakın diğer siyasi partilerin bu konuda ne yapıp ettiğine kendi yakın tarihine bile bakmadı.

Halbuki geride kalan 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde diğer siyasi partilere ziyaret, ne büyük anlam taşırdı ve CHP Gebze yakın tarihinde, yapılmıştı.

Yine bu dönem CHP Gebze tarihinde galiba bir ilk yaşandı. Aşure etkinliğini tüm örgütü temsilen yönetim üstlendi. Ola ki kadın kollarında varsa bu konuda bir eksiklik sineye çekersin. Her türlü organizasyonu üstlenir ve kadına jestte bulunursun: Bu etkinliğin sahibi CHP Gebze İlçe Örgütü, organizatörü kadın kollarıdır.

Ve CHP… yine bildiğiniz CHP. Dedikodu kazanı.. Ha aşure kazanı, ha dedikodu kazanı.

Neymiş..

Şahsımda gazeteci yönetimin ikinci adamı, İlçe Sekreteri Kezban Ay Şenlik’i , “Etkinliğin görselinde bir yanlışlık yok, değil mi? Aşureyi kadın kolları değil, ana kademe yönetim düzenliyor” demiş.

Yanıt tek kelimeyle, “Evet. Görsel doğru. Yönetim düzenliyor” olmuş.

İyi de kim bunu niye oraya buraya çekiyor. Dedikodusu hala sürüyor. Biraz da siyaset yapın yahu. Orası bir siyasi parti. Anlayana!

Kezban Ay Şenlik’i Recep Dursun döneminden bilirim. Dursun’la hukukum bilinir. “Belediye meclisi için ola ki öneri hakkım varsa, Kezban Ay’ı tek geçerim” dedim de, Kezban’ı aday adaylığı için ikna edemedim.

Birinci adamı niye aramadım… Sebebi var. Yazmam. Kendisi hala kavramadı ise de, zaten ben anlatsam neeee, anlatmasam neee.

28 Ağustos’ta Çayırova Şelalepark’ta CHP Gebze ve Çayırova Örgütleri’nin yöneticileri bir araya geliyor. 30 Ağustos için ortak yürüyüş kararı alınıyor. O akşam CHP Gebze İlçe Örgütü ortalıkta yok.

İlçe Başkanı Gökhan Orhan, Kahveciler Odası’nın basın açıklamasına katıldı. Şiddetli yağış sonrası İnönü’de vatandaşı dinledi… Bir sonraki Gebze BM’de konuya dair değil önerge, kelam yok. Yönetim ile meclis grubu arasında bu ne müthiş uyum böyle.

Sokak öbeği diye belki de Gebze siyasi tarihinde bir ilke imza atmışsın. “Çok sesli” basın toplantısında iki cümle.. Basına geçilen haberde, iki cümle. İçeriğine dair satır bilgi, ara ki bulasın. Halka vakayı mı anlatacağız, CHP’li iki yöneticinin tanıtımına katkı da bulunacağız? İki cümle haber de zaten başlıkta biter. Okur, ‘haber nedir’ diye ilgilenmez bile.

**

CHP Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan, “Gebze Belediye Meclisi CHP Grubu rapor açıklaması” içerikli basın toplantısında bir kere kesmedi, ikinci kez soru üzerine söz aldı: Memleketin hangi sorununu gündeme getireyim’e bağladı.

CHP Gebze İlçe Örgütü kurumsalında, al benden de o kadar.

İl Başkanı Yıldızlı toplantının ana nedenini Tarhan’a anlatamamış. Basına anlatmak için çabalıyor.

Neyse ki özellikle gazetemizde haberi işleyişimizde kırmadık. Saide Hanım’ı manşete, yetmedi devamını üçe alıp aynı sayfanın manşetinde tek haberde, “Üçü bir arada” yaptık.

CHP Gebze’nin toplantının ana amacına, uyum sağladık..

**

Ve şu tabloyu bir yönetici daha okuyamamış olacak ki..

Kimsenin memleketiyle bir alıp veremediğim yok ama..

Hatta çok başımı ağrıtabilecek, abuk sabuk tartışmalara yine sürükleme olasılığı yüksektir ama göğüs gererim herhalde diyorum…

CHP Gebze’de ilçe başkanı ve yönetimde ikinci adam ile kadın kolları ve gençlik kolları başkanları, aynı memleketli.

Halbuki gençlik kollarında iki aday da kenara çekilip, “Kadın kolları için ikinci talipli, yok. Bu zeminde hanginiz seçilirse, bu sebepten dolayı sıkıntılı. İkiniz de çekilin ve ikiniz de ekiplerinizden, 80 il daha var, herhangi birinden aday çıkartın. Gene iki aday yarışsın, sorun yok” deseydi, fena mı idi?

Ya da kadın kollarının yeniden aday başkanına, “Sadece bu gerekçeden ötürü.. Ekibinden başka bir partilimizin adaylığı mümkün mü.. Ama sadece bu sebepten ötürü” deseydi, fena mı idi?

**

Yorumun ilk günü dün yayınlanmıştı.

Girişi Manuş Baba’nın söz ve müziği kendisine ait bence müthiş eserinden tüm dizeler ile yapmıştım.

Nihayet, bağlıyorum.

CHP Gebze’de gidişat gidişat değil.

Kongre gününe acil bir U dönüşü yapmalı ve özellikle Gökhan Orhan kendisini kongrede kimin ne gerekçeyle desteklediğini hatırlayıp, ara ara onları ziyaret edip, “Sayenizde seçildim. Memnun musunuz gidişattan?” diye sormalı.

Ola ki sorarsa, dönüşe geçebilir.

Dönerse, ıslık çalmalı!