CHP BATI YAKASINDA YOK GİBİ!
Seçimler sonrası siyasi partiler genelde kepengi indirip kış uykusuna yatarlar.
Bir dahaki seçime kadar ortada pek görünmezler.
Bu ayrımsız tüm partiler için geçerlidir.
Ana muhalefet CHP içinde.
Evet CHP genel merkezi seçimleri sonrası çalışıyor koşturuyor bir şeyler yapmaya çalışıyor ama aynı şeyleri kimi ilçe ve il örgütleri için söylemek pek mümkün değil.
Genel merkezin yarattığı rüzgâr ile yelkenleri şişirip yol almaya çalışmak tam bir kolaycılık değil de nedir?
Oysa il ve ilçe örgütleri seçim olmadığı sırada kepenkleri indirmemeli daha çok etkin olmalı, halka daha çok ulaşmalı partiyi daha çok anlatmalı.
Şimdi şunu sormak gerekiyor 31 Mart 2024 yerel seçimlerde Türkiye'nin birinci partisi olan CHP Kocaeli'de ne durumda?
Batı yakasında Gebze'de Darıca'da Çayırova'da ne durumda?
Benim gazeteci olarak gördüğüm CHP bu 3 ilçe de istenilen düzeyde değil.
Varla yok arasında gibiler!
Yani düğüne gitmek, çay ocağında çay içmek, sokakta yürürken fotoğraf çektirip sosyal medya sayfalarından paylaşmakla parti çalışması yapılıyor olunmaz.
CHP’nin Gebze’de şimdi parti binasının tıklım, tıklım olması gerekiyordu.
Anımsayanlar bilir, 1989’da SHP Gebze Belediyesi’ni kazanacağı seçim öncesinden belliydi.
O zaman ki SHP Gebze İlçe binası her gün yüzlerce insan tarafından ziyaret ediliyordu.
Vatandaş umudunu ve çözümü SHP’ye bağladığı için, parti yönetimi ve örgütü de iyi çalıştığından Gebze’de belediye başkanlığı kazanıldı.
Şimdi CHP ilçe binalarında birkaç kişi dışında gelen giden yok adeta in, cin top oynuyor!
Tabi CHP kendi içinde parti içi demokrasinin kimi olumsuz etkilerini yaşıyor.
Birinci neden CHP kendi içinde dinamik ve güçlü bir şekilde yapılanma içine giremiyor.
Sürekli yazdığım gibi CHP'de birbirine çelme takmak kalıtsal bir hastalık olduğundan sabah erken kalkan kendisine rakip olarak kimi görüyorsa onun ayağına basmanın planlarını yapıyor.
Ne yazık ki bu değişmez bir şey oldu.
CHP batı yakasında üzerindeki ölü toprağı üzerinden biran önce atmak zorundadır.
Bunun içinde parti dinamikleri harekete geçerek olası bir erken seçime hazırlıklı olunmalıdır.
Sonuç olarak diyeceğim o ki, siyaset partiye aidiyet ve başarıya inanma işidir.
Ancak inandıkları düşünce adına koşulsuz ve inançla mücadele edenler kazanır.