Camdan evin varsa başkasının camına taş atma!
Memleketi bilmem ama bu kentte epey zamandır omurgasızlık meslek oldu.
Oysa nasıl ki bireyler sadece et yığını değilse onu ayakta tutan bir omurga ve kemik sistemi vardır.
İşte elle tutulmayan gözle görünmeyen omurga sistemi bu şekilde eridi ve yok oldu.
Şimdi ortalıkta bir yığın insan, kişiliğini oluşturan omurgadan yoksun bir şekilde hayat sürmekte.
Bu tür kişiler için omurganın hiçbir önemi yoktur. Çünkü onlar kendileri için yaşamazlar. Başkalarının orta işlerini temizlemek için dünyaya gelmişler. Karanlık dehlizlerde kendilerine ikbal ararlar, kendi adlarına söyleyecek sözleri olmaz. Onlar sadece efendileri için yaşarlar. Hiç kimse bir başkasına ahlak dersi vermeye kalkışmasın. Herkesin ne mal olduğunu bu toplum biliyor. Hakaret ve küfrü meziyet sayanlarla hem yargı önünde hem de onların anladığı yöntemlerle mutlak karşılığını görür.
Zamanı gelince o çirkin sözleri söyleyenler ve yayanlar karşılığını alır.
Günlük ilişkiler içinde; “Yaşamın koskocaman bir utancından ibaretse, başkalarını utandıracak küçük hesaplar peşinde koşma”
“Sicilin baştanbaşa bozuksa ve dosya dolaplarına sığmıyorsa, başkalarının sayfalarını karıştırma…” Bu atasözü birileri için önemli bir hatırlatma olur. Yine sıkça halk dilinde kullanılan bir atasözü daha var; “Çevrendeki birinin camını kırar isen ya betonarme bir eve taşın ya da elinden taşı bırak…”
Sakın ola başkalarının arkasına saklanma. Şeref sözcüğüne gelince bu tür ifadeler sıradan sözler değildir. Sanırım o sözlerin ağırlığını bilmiyor ve taşıyamıyor olabilirsin. Günü gelince o sözlerin ağırlığını hatırlatma gereği olur. O sözler söyleyenin o küfürler ağzını yakar. Belki sizin gibi kişiler bu tür hakaretleri normal karşılar. Ancak bazı şahsiyetler kendilerine küfür ettirerek geçimini sağlar. Herkes yerini ve haddini bilecek. Güzel bir atasözü var, “Elin kayığına binen erken iner!” Bunlar birilerinin kulağına küpe olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.