Her gün yeni bir güne başlarken “acaba bugün hangi sürpriz yaşanacak?” deme ihtiyacı duyuyor insan.

30 Mart seçimlerinin sadece “yerel seçim” olmadığı konusunda artık herkes hemfikir.

Bu yüzden tüm siyasi partiler var güçleri ile yarışıyor.

AKP İktidarı, mevcudu korumaya kararlı.

CHP ise yolsuzluk ve rüşvet üzerinden iktidara yüklenmekte ısrarcı görünüyor.

CHP’de onca yanlışa rağmen, adayı beğensin veya beğenmesin, muhalif seçmen bazen isteyerek, bazen gönülsüz olsa da CHP’ye oy verecek gibi duruyor.

Daha doğrusu öyle bir görüntü veriyordu.

Ancak CHP art arda kendi kalesine gol atmaya başlayınca, bazı yerlerde seçimi sorunsuz alabileceği halde kendi işini zora soktu.

Öyle ki, seçmen bile bu duruma müdahale etme ihtiyacı duydu.

Bazı CHP’li Yöneticilerin “Bu iktidardan kurtulmak isteyenler nasıl olsa bize oy verecek” yaklaşımı seçmenin tepkisi ile karşılandı.

Bu durum anlaşılır gibi değil.

Siyaset en iyisini yapma sanatıdır.

Toplumu memnun edeceksiniz, kendi tabanınızı küstürmeyeceksiniz.

Gelelim diğer partilerin durumuna;

MHP sessiz ve derinden oy artırma işlemini sürdürüyor.

SP ise canlı, cıvıl cıvıl bir parti.

Belki de, en düzenli ve istikrarlı çalışan siyasi kadro diyebiliriz.

Gebze ve Çayırova’da Saadet Partisi oldukça hareketli.

Eğer tepki oyları sandığa yansırsa, bu işten en kazançlı çıkacak siyasi parti olma ihtimali var.

Bugünden yarına, siyasette çok hızlı değişiklik görünmüyor.

Sokaktaki vatandaşın kafası hayli karışık.

Saadet Partisi’nin Gebze adayı köylerde oldukça iddialı.

Bu seçimler yerel seçimden çok genel seçim havasında geçeceğe benziyor.

Yerel seçimin hemen arkasından genel seçim sandığı seçmenin önüne konursa çok şaşırtıcı olmaz.