Bu salgın kimi vurdu ?
Küresel düzeyde Covid-19 hastalığına yol açan Coronavirüs salgını, şiddetini azalttı belki ama asla ortadan kalkmadı.
Virüs, mutasyona uğrayarak yeni salgın dönemlrri yaşanmasına neden olabilir. O nedenle, kesinlikle tedbirli olmak gerekiyor.
Bu noktada, kim nasıl korunacak, korunmak için neler yapılacak ?
İşte bu sorulara verilecek yanıtlar, toplumun geleceğini de şekillendirecek.
Bilinen odur ki, Coronavirüs başta dar, sabit gelirli kesimleri olumsuz etkiledi. Yani, yoksulları...
Alınan önlemlerle sağlık alanında koruyucu politikaların uygulandı. Uygulandı uygulanmasına ama ekonomik ve sosyal alanda özellikle işsizlik, düşük gelir veya gelirsizlik en önemli sorun olmayı sürdürdü.
Yoksullara yönelik destek geliri uygulaması ile birlikte merkezi ve yerel yönetimlerin yaptıkları yardımlar yaygınlaştırıldı.
Yoksul ve dar gelirlilerin bu süreçte nefes almasını sağlamanın başka da yolu yoktu zaten.
Ancak, buradaki temel sorun, yoksullara yönelik yapılan yardımların, temel ihtiyaçları ne ölçüde karşılayabildiğidir.
Yoksul kesimin harcamaları gıda ağırlıklıdır. Bu süreçte yapılan değerlendirmeler, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda için yapması gereken harcama tutarınin, net asgari ücretin üzerinde olduğunu gösteriyor.
Bu tespit, Türk-İş'in mayıs ayı "açlık ve yoksulluk sınırı" üzerine yaptırdığı araştırmada yer alıyor.
O araştırma, 4 kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarının yani açlık sınırının 2 bin 438 lira 24 kuruş olduğuna isaret ediyor.
Hal böyleyse, "salgın kimi vurdu" sorusuna verilecek yanıt çok net.
Bu garabetin toplumsal karşılığı salgının ilk anından itibaren devlet eliyle algısı yaratılan #EvdeKal ve benzeri sloganlarda gizliydi. Evet, evde kalmak salgından korunmak için önemliydi ama evde kalabilmek için temel ihtiyaçları giderecek kaynaklara sahip olmak gerekiyordu.
O kaynaklara sahip değilseniz, evde kalma şansına da sahip değilsiniz demektir. Nitekim, fabrika işçilerinin kesintisiz çalışmak zorunda bırakıldıkları bu dönem, salgının kimi vurduğuna kanıttır.
Sermayenin 40 yıl önce uygulamaya koyduğu piyasacı ekonomik model ile genişlettiği 'soygun salgını' için hazırladığı her senaryoya boyun eğen toplumumuz, bu krizi, sermaye gibi asla fırsata çeviremedi, çeviremedi.
Bu kriz döneminin darısı olası benzerlerinin başına ve yeni toplumsal uyanışlara...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.