17-25 Aralık konusunu herkes biliyor.

Ayrıntılara tüm insanlar vakıf.

Bu nedenle kendi seçmenleri bile ne söylüyor “çalıyorlar ama çalışıyorlar”.

Nasrettin Hoca’nın torunları çok marifetli çıktı.

Vatandaş çürümüş ve kokuşmuş parlamenter sisteme tepkili.

Meclise ve milletvekillerine güven kalmadı.

Son günlerde ilginç bir tartışma yaşanmakta.

Konu milletvekili maaşları!

Kötü bir imaja sahip siyaset anlayışı sadece 17-25 Aralık’ı mı doğurdu.

Kirlilik her tarafı sarmış durumda.

TBMM sunulan 2015 yılı bütçe yasa tasarısında milletvekillerine 1000 TL maaş artışı öngörmüş.

Bu parayla 4 kişilik bir aile geçimini sağlıyor.

Bende bir emekliyim 1000 TL alamıyorum.

Yan ödemelerle birlikte milletvekili maaşı 23 bin TL’yi geçiyor.

Birileri bu ayıba ve ayrıcalığa dur demeli.

Son 30 yılda siyasi kirliliğin nedeni paranın egemenliğine dayanıyor.

Her şeyin merkezine parayı yerleştirdiler.

Bu yüzden bırakın maaşı sırf gelecek kaygısı yüzünden milletvekili olmak isteyenler var.

Kıyak emekliliğin önünü merhum Turgut Özal açtı.

30 yaşında bir dönem milletvekilliği yapan kişi emekli oluyor.

8 bin TL aylık alıyor.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle uygulama göremezsiniz.

Bakınız demokrasinin “simgesi” millet meclisinin gözden düşürülmesine karşı çıkarım fakat bir gerçeği göz ardı etmemek lazım.

Milletin vekili vatandaşın oyunu alarak seçiliyor.

Almış olduğu bu ücretle kurulu düzenin esiri haline geliyor.

CHP’li vekiller bu maaş artışına mutlaka karşı çıkmalı.

Kendisine oy veren memura 60 TL maaş artışı reva görülürken milletvekillerine 1000 TL ücret artışı kabul edilemez.

Bu durumu tüm siyasi partiler yeniden gözden geçirmeli.

Vatandaş hastanelerde ilaç kuyruklarında fark öderken vekiller tek kuruş sağlık hizmeti ücreti ödemiyor.

Bu durum vicdanları yaralar.