BİR ÜLKENİN HUZURUNDAN YÖNETENLER SORUMLUDUR
Bu hafta farklı bir konuyla karşınıza çıkacaktım fakat Özgecan’ın vahşi cinayete kurban gittiğini öğrenince hiçbir şeyin kıymeti kalmadı.
Bu yazıyı yazarken, Cumhurbaşkanımız televizyonda konuşuyor. Suriye’den Filistin’e, Fransa’dan Amerika’ya kadar göndermeler yapıyor. Sonra Özgecan için konuşuyor. Özgecan protestolarını eleştiriyor. Özgecan davasının takipçisi bizzat kendisi olacağını belirtiyor, bu konudaki hassasiyetin yeni bir dönemin başlangıcı olacağını umduğunu, söylüyor.
Bu söylemler, bir anne olarak beni hiç rahatlatmıyor. Şimdiye kadar birçok kadın öldürüldü, çocuk tecavüzleri ve cinayetleri oldu. O zamanlarda da bu cinayetler yine lanetlenmişti.
Toplumun her büyük hassasiyetinde, hükümet bunların bir milat olacağını, yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu söylüyor ama aradan bir süre geçtikten sonra o konuları hükümet de bizler de unutuveriyoruz.
301 işçinin Soma’da ölümü sonrası da, yeni bir dönem olacaktı güya ama ondan sonra da birçok maden kazası oldu, inşaat işçileri öldü ve hala bir milada da tanık olmadık.
Keşke, Cumhurbaşkanı’nın söylediği gibi, bir yeni dönem başlasa… Ama inanmamak için geçmiş tecrübelerimiz çok miktarda var ve beni bu konuşmalar şimdilik hiç mi hiç rahatlatmıyor.
Benim de iki kızım var. Onlar da dolmuşa, otobüse binmek zorundalar, milyonlarca çocuk ve genç kız gibi.
Ve maalesef biz anneler, evhamların, huzursuz gecelerin, herkese güvensizliğin en dip noktasında yaşıyoruz, artık. Bu gün genç kız olan çocuklarımız, yarın eş olacaklar ve korkularımız yine bitmeyecek. Bu kez de kocalarından zulüm görürler mi, diye endişeleneceğiz.
Son yıllarda, kadın cinayetleri % 1400 artış göstermiş. Doğal olarak, bu artışın sebepleri nelerdir, ne oldu da, bu kadar hasta insanlar yetiştirir olduk, soruları akla geliyor.
Soruların cevabını bulup, sebepleri netleştirerek tedavi yoluna gitmezsek, ne yazık ki artık evlerimizin önünde bile çocuklarımızı güvende hissetmeyeceğiz.
Bu korkular sadece annelerin değil elbette, kızı olan babaların, kız kardeşi olan erkeklerin, annesi olan herkesin sorunudur. Bu yüzden, kadın vahşetlerine, tecavüzlerine sadece kadınların değil, aklı başında tüm erkeklerin işe yarar tepkiler vermesi gerekiyor.
Devleti yöneten siyasiler, meğer devletin her türlü gücünden ve zenginliğinden faydalanıyor, halkın huzurunu, barışını ve güvenliğini de sağlamak, onların boynunun borcudur.
Albert Camus’un “bir ülkeyi tanımak istiyorsanız insanlarının nasıl öldüğüne bakın” dediği gibi ülkemize bakarsak, kötü bir manzarayla karşılaşıyoruz.
Bu manzarayı değiştirmek için seslenebileceğim tek kurum devlet ve onu yönetenlerdir.