BİR AYAĞI CHP’DE ÖTEKİ AYAĞI...?
Şunu parti üyesi olan herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor, hiçbir parti yöneticisi, milletvekili, belediye başkanı hatta genel başkan dahi CHP’den büyük değildir.
‘’Ben seçim kazandım, ben olmasam CHP asla kazanamazdı’’ falan gibi üstten bakıcı, kibirli ve ukala bir yaklaşım prim yapmaz.
Böyle davrananlar kısa sürede itici olup çıkarlar!
CHP’nin sol-sosyal demokrat, Atatürk devrimlerini rehber alan politik çizgisi yerine omurga kayması sebebiyle makam ve mevki adına her tarafa sinyal çakanların partiye aidiyeti yoktur.
1994 yılında CHP’nin Gebze Gençlik Kolları Başkanı olarak görev yaptım.
O zaman ki genç arkadaşlarımızla hiçbir makam ve mevki, çıkar beklentisi içinde olmadan 7/24 parti için çalıştık.
Seçimde bayrak astık, afiş yapıştırdık, partiye ait ne görev verilirse yerine getirdik.
Geçen zaman içinde ise partiye zerre kadar emeği, katkısı olmayanların hatta CHP ile fikri yakınlığı dahi bulunmayanların meclis üyeliğine, belediye başkanlığına milletvekilliğine bir şekilde taşındığını gördük.
Yine de çalıştık ve partinin kazanması adına çaba gösterdik.
Geldiğimiz noktada artık mızrak çuvala sığmıyor.
Kendisini bulunmaz Hint kumaşı gibi partiden üstün görenlerin bir takım önemli yerlerde olduğunu görüyoruz.
Bunlar CHP’ye değil başka partilerle yakınlığa daha çok çaba gösteriyor.
Kendi parti üyesini aşağılıyor, görüşmüyor, yok sayıyor.
Belediye yönetimine CHP’nin liyakatli isimleri değil CHP’ye 7/24 hakaret eden karşıt partilerin üyeleri müdür, başkan yardımcısı, danışman, meclis üyesi olarak görevlendiriliyor.
Amaç, o partilere şirin görünerek seçimde oy alacağını varsaymak!
E, peki gece gündüz CHP’ye yıllarca oy veren, çalışan, yağmur çamur demeden koşturan üyeleri ne olacak?
Bu insanlar sağ kökenli danışman, meclis üyesi, başkan yardımcılarından daha öncelikli olması gerekmiyor mu?
Gerekiyor fakat seçimi ben kazandım, CHP ben olmasam kazanamaz diyen anlayış buna fazlaca kulak asmıyor!
Arkamda genel başkan, genel merkez var diyor!
Geçenlerde oportünistin kelime anlamını şöyle yazmıştım:
‘’Kişisel menfaatlerini, beklentilerini her şeyin üzerine tutan, değerlere göre değil çıkarlara göre hareket eden kişiler’’.
Ne yazık CHP içinde bu tür oportünist kafa yapısına sahip olanlar mantar gibi çoğalıyor.
31 Mart’ta evet CHP Türkiye’nin birinci partisi oldu.
Ancak bu kişilere bağlı bir başarı değildi, yoksulluk, açlık ile sınan milyonların bir şekilde tercihiydi.
Umarım, kendilerini CHP’den büyük görenler bir an önce kibir ve ukalalıklarını terk eder!