Baldur’dan Onat’a… “Avrupalı dostlar!”
Dünkü kısa süreli saha koşturmalarım esnasında uğrak yerlerimden biri Petrol-İş Gebze Şubesi oldu..
Televizyon ekranında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a denk geldim..
Boğaziçi Üniversitesi hadisesinde “Avrupalı dostları”nın meseleyi yanlış anlamaktan sebep yanlış yorumladığından falan hayıflandı.
Elin Avrupalısı ne anlar üniversitede rektörlerin atamayla göreve gelmesinden.
Adamlar çağın dışında kalmış. İlkel şekilde, üniversite rektörünü seçtiriyorlar.
Halbuki rektör dediğin, atanır..
Bu arada Erdoğan’ın yine “Avrupalı dostları”ndan olsa gerek..
Şekerpınar Cumhuriyet Mahallesi’ndeki Baldur Süspansiyon..
Yüzde 100 İspanyol sermayeli, İspanya’da ülkeyi 36 yıl boyunca diktatörlük ile yöneten Francisco Franco’nun döneminde, diktatör tarafından beslenen sermaye grubu iştiraki..
Bir de ülkemizde ayrı bir yeri olan, yabancı sermaye ya..
Hani ola ki soran eden olursa milli müessese, yarı kamu kuruluşu statüsündeki İstanbul Ticaret Odası tarafından da bir süre önce gelsinler etsinler diye yapılan köle tüccarlığı…
Düzeltme..
Çağrıda yer aldığı ve teşhir edildiği üzere: Ülkemizde emek, özellikle Avrupa ülkelerine göre çok çok çok ucuz.
Tarihe bakalım..
İsrail nasıl kurulmuş..
Bir teze göre, Filistinliler’den toprak satın ala ala kurulmuş.
Bir başka teze göre bildiğimiz faşizm ve kıyımın yanı sıra toprakların yüzde 0.5’ini satın almış ama “sadece” yüzde 0.5’ini satın almış.
Ondan sebep yine İTO’nun çağrısında yer aldığı üzere, biz de “Avrupalı dostlar”a değil toprak, yurttaşlık hakkı için dahi konutları yapıp yapıp satalım.
Zaten iletişimi Telekom marifetiyle elden çıkarttık.
Özelleşen elektrik firmalarının yabancı sermayeye satışında da vaka eli kulağındadır.
Milli Piyango’dan Varlık Fonu’na aktarılan paranın SMA hastalarının tedavisi için aktarılması istendiğinde..
Toz pembe ve olmayan bir Türkiye tablosu çizip..
Sadece sosyal medyada bile çağrısı yapılan 10’larca vakaya rağmen meseleyi “Kirli siyaset” diye yorumlayanların..
Cumhur İttifakı bileşenlerinin ki biri adıyla sanıyla Milliyetçi Hareket Partisi’dir…
İstanbul Ticaret Odası’nın gerek emeğin gerekse toprakların peşkeşini içeren yabancı sermayesine yönelik yatırım çağrısında sessiz sedasız kaldıkları göz önünde tutulduğunda..
“Avrupalı dostlarımız”dan Baldur Süspansiyon’un memlekette yasa ve anayasa adına ne var ne yoksa çiğnemelerine seyirci kalınması gayet doğaldır.
Yine malum..
Pandemi sürecinin malum yakıcı vakalarından biri sendikal örgütlenme sonrası üstelik 25/2 ve 29’ncu madde gibi “ahlaksızlık” içeren suçlamalar, iftiralar, çamurlar ile işten atmalardır..
Olmadı, ücretsiz izne çıkarmalardır.
Bu gibi durumlarda zaten pandemi öncesi de ağır aksak işleyen bir yargı sistemi, pandemiden sebep neredeyse durma aşamasına gelmiştir.
Şu sıralarda Gebze Bölgesi’nde Dilovası’ndaki Özer Elektrik ve HSK Systemair vakalarının sıcaklıkları henüz yeni bitmişken veya bitmiş gibi olmuşken..
Bu sefer Çayırova sınırları içinde Baldur Süspansiyon’da grev bugün galiba 20’nci gününe girmiştir.
Migros Depo’da DGD-SEN üyeliği sonrası ücretsiz izine çıkartılan direnişi, artık kaçıncı günündedir. Kestiremeyeceğim..
Migros Depo’da ilginç olan detay bir süre önce CHP heyeti tarafından gerçekleştirilen ziyarette aleni şekilde, “Gece vardiyasında kadına taciz” ve “Sağlıksız ürünlerin marketlere sevki” gibi çok ciddi, suçlayanı belli, video kayıtlarına göre suçlananı da belli vakaya rağmen Migros’un kamuoyuna satır açıklamada bulunmamasıdır.
Ve şimdi onlara Gebze Denizli Köyü ve İMES OSB’de iki ayrı fabrikası olan Onat Alüminyum Profil’de eklenmiştir.
Türk Metal Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’nin örgütlenip yetkiyi almasından sonra..
Sanki o zamana kadar pandemi sürecinde değilmişiz gibi işverence yapılan açıklamalara göre pandemiden sebep ücretsiz izin uygulaması uzamaktadır da uzamaktadır.
16’sı evli çoluk çocuk sahibi, ikisi bekar 18 kişi..
Bir bekârın bir aylık ihtiyacını bile karşılayamayacak tutardaki bin 170 lira maaşla geçimini sürdürmeye çalışmaktadır.
18 Ocak’ta Onat’ın Denizli Köyü’ndeki fabrikası önünde basın açıklaması yapmaya hazırlanıyorlar.
Yapabilirler mi..
Vali Bey bilir..
Pandemi sürecinde Gebze’de iki işyeri açılışı yapıldı. O açılışlardan birine Kaymakam Güler de katıldı.
Talep irili ufaklı sermaye talebiyse, pandemi yok.
Ancak emekçinin bir talebi, halkın tepkisi varsa kasımda BMİS’in Ankara yürüyüşü, aralıkta Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri’nin meydanda yapmak istediği basın açıklamasında gördük ki, pandemi var!
Ancak Onat’a dair bir diğer detay..
Üç kardeşten büyük olanının üniversite tahsili sonrası doktorasını “Avrupalı dostlarımız”dan Almanya’da yapmış olmasıdır.
Antiparantez, “Avrupalı dostlarımız” tanımı bana ait olmadığı için hep tırnak içinde. Yoksa hiçbir dünyanın hiçbir yerinde halkla problemim yok. Yönetimleriyle atar gider olabilirim ayrı mesele.
Bir de “Avrupalı dostlarımız” diyen zevatın yarın “Avrupalı…” bilmemnelerimiz demeyeceği ne malum.
Bunu örneğin İsrail’in Mavi Marmara saldırısı sonrası yaşadık. Önce Mavi Marmara üzerinden İsrail’e, birkaç yıl sonra İsrail üzerinden Mavi Marmaracılar’a atarlandığı vakadır.
Ancak Baldur’dan Onat’a “Avrupalı dostlar”.. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dostudur da zatı şahaneleri bir kendi ülkesinin yurttaşı ile..
Hadi her şeye rağmen yüzde 50’dir diyelim destekçisi.
İyi de diğer yüzde 50 de bu ülkenin yurttaşı değil midir yani?
Erdoğan’ın “Avrupalı dostları” memlekette Anayasa ve yasa adına ne var ne yoksa çiğneyip emekçileri açlıkla biat etmeye çalışırken bir takım ekonomi kanallarında ne kadar çevreci ve emek dostu falan filan anlatmaya devam ede dursun…
Onat vakası Recep Kaya şahsında AKP Gebze İlçe yönetimine de taşınmıştır.
Sözün özü..
Erdoğan’ın yarın ne olabileceği belirsiz ama günümüz itibariyle “Avrupalı dostları”
Şahsi kanaatim odur ki memleketi her şekil sömürmektedir.
15 Temmuz sonrası üstelik besledikleri bir sistemin sebebi olmalarına rağmen bırakın geri çekilmeyi, “Aldatıldık” diye memleketi uçuruma sürüklemelerine rağmen konumlarını korumayı bilenler..
“Avrupalı dostlar”a iltimaslarda, göz yummalarda biraz dikkatli olmalıdır diyorum..
Başka da bi’şi
En azından şimdilik demiyorum.
DİPNOT ve DÜZELTME
Yorumun bir önceki halinde Migros, Koç Grubu iştiraki olarak belirtmiştim. Satıldığına dair bilgilendirildim. Google taramama göre; 2018 yılında yüzde 50.8 oranında hissesi Moonlight Capital'e satıldı. Kalan hisseleri de satılmış olabilir. Zaten yorumun ana konusu değil, detay bilgisidir. Yenilediğim yorumda ilgili bölümü sildim. Buradan da düzeltme mahiyetinde eklemiş olayım.