Aktif siyasetçi gözünü halktan kaçırır mı?

Oldum olası, sıradanlığın aşılıp yenilikçi olması taraftarıyım. Bugün de günlerden öyle bir gün. Bakalım nasıl olacak…

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın… Adaylığı sürecinde Bigman Çakman dönemi (son günleri) Kocaeli Zirve yazarı ve muhabiriydim. Bir gün Büyükşehir veya AKP Basın’dan doğan bebeğin kulağına ezan okudu haberi servis edildi. Haberi; manevi ve dini duyguların siyasete alet edilmesi olarak algılayıp, “Neresine okuyacaktı?” türü sert bir yorum kaleme aldım. Sonra Zirve’ye Güngör Arslan dadandı. Bana hiç sorma gereği dahi duymadan, yorumu silip attı. Zaten ben de, “Ya tutarsa…” hesabı bir hafta dayandım. Empati yapınca iki taraflı, “Katranı kaynatsam şeker olmuyor..” mevzuu idi. Neyse. Büyükakın’ı kızdıran haber ve yorumlarım da oldu ama ne zaman “Sayın Başkan” desem şahsımın ve fotoğraf makinemin şahsında halkın gözünün içine baktı.

Aktif siyasette bu bir siyasi nezaket olmakla birlikte bir aktif siyasetçi kendisini haklı haksız, yerli yersiz çok kızdıran bir gazeteci fotoğraf çektirirken gözünü kaçırıyorsa, aslında halktan gözünü kaçırıyordur.

Darıca Belediye Meclisi’nde siyasetle ticaretin kirli ilişkisini teşhir ettiğim…

Değil mahkemelik olmak açıklama bile yapılamayan yorum haberimde Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık’ı da hayli sert eleştirmiştim..

“Nasıl böyle bir ahlaksızlığı sosyal medyadaki ‘Hayırlı olsun’ fotoğrafları ile meşrulaştırmaya, doğallaştırmaya çalıştırırsınız” diye..

Elbette Bıyık dahil kimse benimle aynı düşünmek zorunda değil.

Ama yılların tecrübesi..

Fotoğraf çekilirken halktan gözünü kaçırmadı.

Belediye başkanlarını hep eleştirmem, elbette olumlu, pozitif yorumlarım da olmuştur. Hamza Şayir’e dair de galiba bir veya iki pozitif yorum yazmışlığım var. Hiç yazmamış da olabilirim, şaşırmam.

Kendisini Dilovası Belediye Meclisi ekim ayı olağan toplantılarının her iki oturumundaki gerginliklerin ana sorumlusu olarak ilan ettim. Koltuğu hazmedemediği, belediye başkanlığı ile diktatörlüğü karıştırdığına kadar.. Yazmadığımı bırakmadım.

Ama fotoğraf çekerken üstelik ön planda dahi değilken, halktan gözünü kaçırmadı.

Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü… AKP İl Gençlik Kolları Başkanlığı ve Gebze Belediyesi Özel Kalem Müdürlüğü de yaptı. O süreçlerden iyi kötü bir hukukumuz vardır kendisiyle. Saadet Partisi İl Başkanı Avukat Zafer Mutlu’nun yerelde ana muhalefette oldukları ilçelerde AKP yerel iktidarının tavırlarını eleştiren yazılı açıklamada bulundu. Naçizane başlığı, “Al Dilovası’nı vur Başiskele’ye” diye attım. Kuvvetle muhtemel, görmüştür. Ancak oturduğu bölümün fotoğrafını çekerken halktan gözünü kaçırmadı.

Halihazırda KBB İSU’da birim müdürü. 1994-1999 dönemi Gebze Belediye Başkan Yardımcısı. Malum; sonradan kendisinin de silip özür dilediği, skandal bir paylaşımın aktörü. Özen de az çekmemiştir zamanımda şahsımdan. Ancak naçizane, yani övünmek için demiyorum ama olması gerekeni yaptığımdan, kişi merkezle eleştirel yorumlarımda dahi kişilik haklarına ve özellerine saygıdan olsa gerek.. Bakmakla kalmadı. Selamlaştık ve halka gülücüklerini yolladı.

2002.. Bizim Kocaeli yıllarım. Haftanın farklı günlerine yayılan ilçe sayfalarında bana Derince ile Kandıra yazıldıydı.

İsmail Akalın… Günümüz Büyükşehir ve Kandıra Belediyeleri AKP Meclis üyesi. Tanıştığımız yıllarda yanılmıyorsam DYP veya ANAP’lı idi.

Benim Kandıra’da, benim de detayını unuttuğum bir tehdit almışlığım var. Detayını unuttum çünkü hayli tehdit almışlığım var. İsmail Akalın hiç unutmamış. Önceki cuma yine hatırlattı o mafya bozuntusunun, “Çay davetini.”

İsmail Akalın da fotoğrafı çekilirken halktan gözünü kaçırmadı ve gülücüğünü esirgemedi.