AKP’linin alternatifi AKP’li olamaz
AKP’nin yerel seçimdeki ilk sınavı, bilindiği üzere 2004 yılında gerçekleşti. Çayırova üzerinden bir örnek vermek gerekirse belediye başkan aday adayları için üye katılımlı ve sonucu açıklanan sandık kuruldu. Sandıktan birinci çıkan Doktor Ekrem Faruk Taşçı, belediye başkan adayı gösterildi. Malum, seçildi.
Yine Çayırova’dan, başka bir örnek: Günümüz Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi, ilçe başkan adaylığında Nazmi Özmen ile yarıştı. Her mahallede delege seçimine gidildi. En kalabalık mahalle olan Yenimahalle’de Nazmi Özmen’in listesi Bünyamin Çiftçi’nin listeleri yarıştı. Kesin sayıları hatırlamıyorum ama iki adayın delege listesi de 500-510 arası oy edindi. Özmen’in listesi 3-5 oy fazla oy aldı. En fazla delegeli mahalleydi. Özmen’in kongrede sandıktan çıkmasına da yetti.
O yıllar, AKP’de parti içi demokrasinin işlediği, AKP’nin henüz bugünkü gerçek ve vahşi yüzünü sergilemediği, ilçe başkanlarını partilinin seçtiği, adayları partilinin belirlediği yıllardı.
Günümüze dönünce; demokrasiyi bir amaç değil araç edinen AKP’de malum tüm ilçe başkanları formalite haline gelen kongrelerde, aday adaylarının genel merkeze davetinin ardından adaylığa atanan kişi şahsında, tek adayla gerçekleşti.
Antiparantez, Cumhur İttifakı’nın uydumakıllı bileşeni MHP’de, “Üzüm üzüme baka baka…” misali, aynı yönteme geçti. Nerede eski MHP kongreleri, nerede günümüzdeki kongreleri.
Bir süre önce de AKP’nin ilimizdeki altı ilçe başkanı, belediye başkan aday adaylığı gerekçesiyle görevlerinden istifa etti. Olması gereken; her ne kadar “seçilmiş” görüntüsü altında atanmış olsalar dahi o yönetim kurulu üyelerinin kendi aralarında, yeni ilçe başkanını belirlemesi idi. Yine genel merkez devreye girdi. Aday adayları içinden birini seçip, göreve atadı.
Şunu anlamakta çok zorlandım. Şahsım adına beni bir seçime davet edecekler ama, “Sonucu açıklamayacağız” diyecekler. Ben de o seçime, gideceğim!!!
Hadi o sandıkta oy kullandın: Koca koca adamlar, sonucu kendisine açıklanmayacak olan, “Temayül” denilen şeyde oy kullanıp bir de o anları sosyal medyadan paylaşıyorlar, iyi bir halt etmişler, çok iyi örnek olmuşlar gibi.
Bence silmeliler. Dikkatinizi çekerim, çok farklı bir nesil geliyor. AKP içinde de yeni neslin o veya bu oranda bir kısmı, bu biçimi sorguluyor. Hani olurda ileride torun torbaya karışır da, “Geçmişte böyle oy kullandım” diye fotoğraf gösterirseniz, “Dede, o seçimde ne sonuç alındı?” diye sorduğunda, “Sonucu açıklanmadı” derseniz, torun torbanın ağzına sakız olursunuz kanaatindeyim.
Günümüze dönecek olursak..
Sosyal medyada, Facebook’çuyum. Bir de zaman zaman link paylaştığım Twitter’im var. Whatsapp mıdır nedir, aşırı emperyalist bulduğumdan kullanmıyorum. Facebook’taki takipçilerim de siyasi tanımla tek renkli/veya kutuplu değil çok renkli. Durumdan da memnunum.
AKP’li, bazıları AKP’liden daha çok AKP’li konumunda olan MHP’li takipçilerimin sosyal medya paylaşımlarımdan tespitim, teşhisim özetle şudur:
Çok büyük oranı ilçe başkanlarının ve yönetimlerinin genel merkezce atanmasına, milletvekili ve belediye başkan adaylarının yine genel merkezce atanmasına, şartlı razı. Kendi aday adayları atanırsa sorun yok.
Hele ki mevcut belediye başkanından şikâyetçiyseler, şahsına kısmen ekiplerine hayli atar gider halinde iseler şöyle tezat tutumları da var: Mevcudu destekleyenler yağcılar, yalakalar ama destekledikleri aday adayına öyle methiyeler düzüyor, kişiyi öyle bir yere koyuyorlar ki yağcılıkta, yalakalıkta sınır tanımıyorlar.
Tekrar olacak ama hele ki bazı MHP’liler… AKP’liden daha fazla AKP’li olmuş.
Ve mevcut AKP’li belediye başkanını kibar ifadeyle kötülerken alternatif olarak yine başka bir AKP’liyi göstermeleri hayli komik ve nafiledir.
Bir AKP’li’nin alternatifi bir başka AKP’li ise değişen hiçbir şey yoktur. Değişse değişse tabanda tepki sahipleri değişir.
İlerisi için çok umutlu olduğum yeni nesil, 18-20… yaş kuşağındaki AKP’lileri biraz muaf tutayım ama konuları değil kişileri tartıştığınız sürece..
Her genel merkez ataması sonrası sistemi değil atananı sorguladıkça “sürüm sürüm sürünmeye” devam edecek, ola ki genelde yerelde Siyasal İslamcı vahşi kapitalizmi sürdürdükçe başkalarını da “süründürmeye” devam edecekseniz.
Neyse, ayrı mesele…