“Toplumsal fırsat eşitliği komisyonu başkanının, (Güler Şahin Gençay) CHP Grubu’nun kadın, çocuk, engelliler için 2021 performans programına önerileri karşısında sadece önerileri eleştirmekle yetinip, performans programına bu dezavantajlı kesimler için bir tek öneri dahi sunmayıp aksine önerilerimizin hiç birinin programa girmemesi adına tarafımı ikna etmek için plan bütçe komisyonu başkanı ile birlikte çaba sarf ettiğini beyan etmesine ve bunu da kamuoyu önünde büyük bir iş yapmış gibi açıklamasına ne denir, bilemedim.

Bu komisyonun kurulmasını CHP grubu olarak teklif ederken ve üyelerin kadınlardan oluşmasını teklif ederken kadın duyarlılığının tüm siyasi görüşlerin önüne geçeceğini düşündüğümüzü ama ilk toplantıda hayal kırıklığına uğradığımızı söylemekle yetineceğiz.”

Saide Arslan ÇALIŞKAN / Gebze Belediye Meclisi CHP Üyesi

Kaynak: Güler Şahin GENÇAY / Gebze Belediye Meclisi AKP Üyesi

Gençay’ın Facebook’taki sayfasında paylaştığı, merkezinde şahsının demecinin yer aldığı, “Ücretsiz avukat hizmetimizi Kocaeli Barosu da istemez” başlıklı haber linkinin alındaki yorumlar bölümünden. (Silmemiş)

Fuzuli ek bilgiler:

Çalışkan ile Gençay hemşeri ve akraba.

**

Gazetemizde son zamanlarda yayınlanan ancak memlekette malum her iki kişiden birinin “gazeteci” olmasından sebep o “gazetecilerin”… “Haber değeri yok ki…”… “Haberlik bi’şi değil ki”…. “Olmaz olsun böyle gazetecilik”… “Her iş kazasını haberleştiriyor musunuz?”…. “Habersiz mi kaldınız?”…. “Başka konu mu bulamadınız” türü son derece “akademik” ve “bilimsel” yaklaşımlar içeren eleştirilerine muhatap olan haber... Düzeltme: Yazı… çalışmalarının kimilerinin başlıkları.

Sanki veterinercilik oynuyor

Geriye dönük tahsilatın hukukta yeri yok

Bavaş’ın binası Bavaş’ın binasını sarstı

CHP Gebze’ye GözGöz takviyesi

Mutfakta Bayram Usta var

Ayhan Metal’de kazan patladı iki yaralı

Örnekleri daha da çoğaltmak mümkün.

Bu arada sadece negatif değil pozitif haberlerimize yönelik de benzer yaklaşımlar kısaca, “Çekememezlik”ten ötürü geliyor.

Ama illakin geliyor: “Haber mi bu şimdi?”

**

Zaman zaman ifade ederim.

Gebze’nin hala kentleşememesinde en önemli etkenlerden biri günümüzdeki yapılanmaları ve pratikleri itibariyle hemşeri dernekleri ve sınır tanımayan mikro milliyetçiliklerdir.

İsim isim açmayacağım.

Mikro milliyetçilikten ötürü, çocuk tacizinden hüküm giyenler koruyup kollanılmıştır.

Cinayete azmettirmek suçundan hüküm giyen ve yurt dışında soluğu alan zevat, savunulmuştur.

Son yerel seçimde yine ve yeni bir örneği yaşanmıştır ki Gebze Bölgesi’ndeki dört CHP İlçe Örgütü’nün yerini bilmeyen her dönemin iktidarı, günümüz AKP’lisi gazete sahibi zevat… Bölgemizin bir ilçesinde; 1980 döneminin bedel ödeyen CHP’lilerinden bile daha CHP’li ve aslan sosyal demokrat kesilmiştir. Tamamen “ideolojik” ve kesinlikle “duygusal…”

Gebze’de artık kronik vaka haline gelen “Mikro milliyetçilik” bulaşı esnasında aynı Covid-19 gibi siyasi ayırım gözetmemektedir. En sağcısından en solcusuna.. Alayında etkisini göstermektedir.

Fazla detayına girmeyeceğim..

Şunu tekrar hatırlatırım: Her kişi ve kurumun aleyhine çıkan haber ve yorumlara yanıt hakkı ulusal ve evrensel bir haktır. Yanıt hakkına saygı, mesleğimizin temel ve değişmez ilkelerinden biridir.

O “Haber değeri olmayan” yazı çalışmalarımızdan birine yönelik yanıt hakkı için ziyaret –yanılmıyorsam- üç kişilik birbirine hemşeri bir heyet tarafından yapılmıştır.

Dilovası Belediye Meclis toplantısında olmamdan sebep ses kaydı üzerinden haberleştirdiğim o yanıt hakkında..

O heyet içinde yer alan ve, “Bunun haber değeri yok ki” şeklindeki yaklaşımı üstelik yanıt hakkının asıl sahibine rağmen ifade eden kişiyi…

Asla unutmamak üzere bir kenara yazdım.

“Adımız miskin, düşmanımız kindir…” bizim.

Yani yanlış anlama olmasın.

En ufak bir tehdit, şantaj asla söz konusu değil. Asla yapmadığım ve yapmayacağım, ahlaksızlık olarak tanımladığım bir türdür ama..

O gün o heyette yer alıp “Bu da haber mi?” yaklaşımı sergileyen “gazeteci”nin bir gün naçizane şahsıma..

Şimdi kendisinden söz ederken kendimi gazeteci diye asla tanımlamam.

İkimizin de gazeteci olmasına kesinlikle olanak yok. Ama madem meslek üzerine ahkam kesecek kadar “gazeteci”…

Bu aşamada gazeteci olmamak bana düşer!

İşte o zevatın bir gün yine gazeteye pozitif şekilde konu edileceği, kendisinin de içinde elbette yine pozitif yer alacağı bir haber veya “haber” mevzuu uçarı kaçarı yok. Oldu, olacak, olacaktır.

İşte o zaman ben de aynı kendisi gibi “gazeteci” olacak ve diyeceğim ki…

“O da haber mi… Oraya gelmeye değmez… Ama siz iki üç fotoyla birkaç satır bilgi yollayın. .Boşluk moşluk olur sayfalarda bir gün, bir yere sıkıştırırız…”

**

Ve tüm bu yaklaşımların temel nedenlerinden bir tanesi sınır tanımayan mikro milliyetçilik. Varsa bir şekilde akrabacılık, hemşericilik..

Bir de yorumun girişine geri döndüğümüzde..

Yuvarlama 400 bin nüfuslu Gebze’de..

399 bin 998 kişi doğru..

İki kişi yanlış..

Onlar..

Onlar Don Kişot!

Ne gerek var siyaseti, hakkını vererek yapmaya…

Hemşericilik, akrabacılık üzerinden “siyasetçilik” oynayıp siyasetçi geçinmek…

Hemşericilik, akrabacılık üzerinden “gazeticilik” oynayıp gazeteci geçinmek…

Varken…