AH ŞU TEZGAHLAR OLMASA...
Hergün yeni bir konuyla meşgul oluyoruz.
2015 yılının başından bugüne kadar yaşananları sıralamaya kalkışsak hayli kabarık bir gündem ortaya çıkar.
En iyisi biz bu hafta içerisinde yaşananlar üzerinde yoğunlaşalım.
İktidar her geçen gün irtifa kaybediyor.
Hem Dünya kamuoyu nezdinde hem de halkın gündeminde.
İktidar sözcüleri tarafından yapılan pek çok açıklama kuşku ve şüpheyle yaklaşılıyor.
Her olayın altında bit yeniği aranıyor.
Çünkü insanlar çok fazla aldatıldı.
Sürekli ihmaller zinciri oluştu.
O yüzden geçtiğimiz hafta Ağrı’da meydana gelen olaylar toplumun önemli bir kesimi tarafından şüpheli bulundu.
Yapılan çelişkili açıklamalar inandırıcı olmadı.
Bir taraftan kardeşlik söylemleri sıkça kullanılıyor.
Diğer taraftan suçlamalar yapılıyor.
Bu durumda önümüzde iki seçenek var.
Ya çözüme odaklı görüşmeler devam edecek veya bugüne kadar yapılan karşılıklı görüşmeler seçim uğruna feda edilecek.
Gelelim ekonomide ki duruma;
Dövizdeki hızlı tırmanış pek çok insanı tedirgin etti.
Seçimlerde daha fazla oy elde etmek uğruna ekonomi kırılgan hale geldi.
Gerilim üzerinden yürütülmek istenen seçim çalışmaları telafisi imkansız sonuçlar doğurabilir.
Üreten ekonomi değil, tüketen bir ülke olduk.
Bugünlere bir günde gelinmedi.
Dışişleri Bakanlığındaki “Monşerler” tasfiye edildi yerlerine dini bütün Dünya’yı yeterince tanımayan hariciyeciler göreve geldi.
Suriye bataklığı, Libya çıkmazı yetmedi, Mısır, Irak, İran her biri bizim için hayati önem taşıyan ülkelerle ilişkilerimiz sorunlu hale geldi.
Ürettiğimizi satacağımız pazarlar yanlış politikalar yüzünden elimizden gitti.
“Nerede yanlış yapıldı” sorusunu çok uzaklarda aramamak lazım.
Ortak akıl gitti yerine ben bilirim dönemi geldi.
Bu yüzden hiç bir sorunun üstesinden gelemez olduk.
Her eleştiriyi tezgah, tertip veya darbe gözüyle bakan yaklaşım sorun çözmekten uzaklaştı.
Umarım herşey iyi olur daha güzel gelecek umutları yeşerir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.