10 Kasım 1938’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, devrimci, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaşama gözlerini yummuştu.

Aradan 85 yıl geçmiş ve Atatürk’ün Türkiye halkı üzerinde bıraktığı derin ve silinmez izler kuşaktan kuşağa hala güncelliğini koruyor.

Unutmak ve yolundan dönmek mümkün değil.

Ne var ki Atatürk’ü sevmeyen, benimsemeyenlerde var.

Kimi zaman kendi kurduğu ülkesinde güç aldıkları merkezlere sırtlarını dayayıp her türlü ağır ve aşağılık saldırılara sistemli olarak maruz bırakılıyor.

Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına bel altından saldıranlara hiçbir şey yapılmıyor.

Belki göstermelik 1-2 kişi öylesine yargı önüne çıkarılıp kısa zamanda salıveriliyorlar.

Örneklerin, çokça gördük.

Elbette ki Atatürk eleştirilebilir, tartışılabilir fakat hakaret etmeden, usturuplu şekilde olmalı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sevenler onun bugüne ve geleceğe bıraktığı devrimlerinin, Cumhuriyetinin koruyucusu ve kolaycısı olmalıdır.

Atatürk’ü şeklen veya fiziki özelliklerinden ötürü sevmek onu eseri olan laik Cumhuriyetin yaşamasına katkı sunmaz.

Bu tamda Tatlısu Atatürkçülerinin işidir.

Ne demişti Atatürk, ‘’Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kafidir.’’

Devrimleri ve düşünsel yol göstericiliği ile ancak Atatürk yaşatılır.

Şöyle demişti Atatürk:

‘’Benim manevi mirasım bilim ve akıldır. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde aklın ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar. Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve her ulus kişisinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için kayıt ve şart yoktur.’’

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasçıları ve yol arkadaşları ancak ve ancak bilime inanan o yönde yürüyenlerdir.

Tesadüfe bakın bugün günlerden Cuma.

Bakalım Diyanet Cuma hutbesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anacak, rahmet dileyecek mi hep birlikte göreceğiz.

Aramızdan ayrılışının 85. Yılında saygı ve sevgiyle anıyorum.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emaneti olan Laik, Demokratik Cumhuriyetin ve devrimlerinin koruyucusu ve daha ileriye taşıyıcısı olmaya devam edeceğiz.

Ruhu şad olsun, ışıklar içinde uyusun.