61 yıldır adalet arayışı
Ülke tarihinde 6-7 Eylül Olayları diye anılır. Mağdurlar yaratmıştır ve o mağdurların yakınları, 61 yıldır adalet arama kararlılığını sürdürmektedir.
6-7 Eylül Olayları Mağdurlarını Anma Etkinliği, DurDe Platformu’nun düzenleyiciliği ile İstanbul Beyoğlu’ndaki Galatasaray Lisesi önünde yapıldı. Bu etkinlik, o talihsiz olayı bir kez daha anımsamamızı sağladı.
Hafızalarımızı birlikte tazeleyelim. 6-7 Eylül’de ne olmuştu ?
6 - 7 Eylül olayları, özetle,1955'te İstanbul'da yaşayan başta Rumlara olmak üzere azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketidir.
Yani, ırkçılık kokan bir harekettir.
1955'ten itibaren Demokrat Parti hükümeti gittikçe zorlaşan bir ekonomik durumla karşı karşıya kalıp, yüksek enflasyon nedeniyle hayat standardı düşen kesimin güvenini kaybedince, şüpheli metotlarla muhalefeti susturma çabaları sonucu basın,, aydınlar ve öğrenciler Demokrat Parti'den soğumuştur.
7 Eylül 1955’te İstanbul, Ankara ve İzmir'de sıkıyönetim ilan edilmesine karar veren hükümet,1956 yılında muhalefeti baskı altına almak için Basın ve Toplantı Yasası'na kısıtlamalar da getirmiş ve bunlar büyük ölçüde 6-7 Eylül olaylarıyla gerekçelendirilmiştir.
Menderes hükümetinin azınlıklara karşı baştaki liberal politikası, gittikçe zorlaşan ekonomik koşullarla değişir ve ilişkiler gerginleşir.
Kıbrıs Türklerine yapılan baskılar, 1955 yılında Türkiye kamuoyunun gündeminde baş köşeye oturur.
O dönem Türkiye'de en çok satan gazete olan Hürriyet, İstanbul'daki Rum azınlığın aralarında bağış toplayarak Kıbrıs Rumlarının ENOSİS çetelerine gönderdiği haberini manşetten verir.
Dışişleri yetkilileri Londra'da Kıbrıs temaslarına devam ederken, Atatürk'ün Selanik'teki evinde bir bomba patlamasıyla ilgili haber, önce 6 Eylül 1955 günü saat 13.00 haberlerinde radyoda yayımlanır.
(O eve bomba attığı iddia edilen Selanik Üniversitesi Siyasal Bilgileri öğrencisi Oktay Engin, daha sonra gıyabında mahkûm edilmiştir. Oktay Engin, 22 Şubat 1992-18 Eylül 1993 arasında Nevşehir Valiliği yapmıştır)
Bunun üzerine, “Atamızın evi bombalandı” manşetiyle ikinci baskı yapan Mithat Perin'in sahibi, Gökşin Sipahioğlu'nun da yazı işleri müdürü olduğuDP yanlısı ve günlük tirajı 6-7 bin civarında olan İstanbul Ekspres Gazetesi 6 Eylül'de 290 bin basmış, o dönemde kurulmuş olan Kıbrıs Türktür Derneği üyelerince bütün İstanbul'da satılıp halk galeyana getirilmeye çalışılmıştır. O baskıda, dernek
genel sekreteri Kamil Önal, ‘Mukaddesata el uzatanlara bunu çok pahalıya ödeteceğiz. Bunu alenen söylemekte de bir mahzur görmüyoruz’ diye yazmıştır.
Bu derneğin önayak olması ve diğer gençlik örgütleri, meslek kuruluşları, DP teşkilatı, bazı resmi-gayri resmî makamların teşvikiyle yerel kalabalıklar ve şehre dışarıdan getirilmiş olan kitlelerce 6 Eylül akşamı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yağma ve yıkım eylemi gerçekleştirildi.
İlk saldırı saat 19.00 sıralarında Şişli'deki Haylayf Pastanesi'ne yapıldı.
Ardından büyüyen kalabalık Kumkapı, Samatya,Yedikule, Beyoğlu'na geçerek gayrimüslimlerin toplu olarak yaşadığı birçok semtte önce Rumların, ardından da Ermeni,Yahudi ve hatta yanlışlıkla bazı Türklerin dükkânlarına saldırarak yağmaya başladı. İstanbul'daki Rum azınlığın ev, işyeri ve ibadet yerlerine yönelik bu saldırılarda emniyet pasif bir tutum sergiledi. Rum vatandaşların adresleri hakkında önceden bilgi sahibi olan, yirmi-otuz kişilik organize birliklerin kent içindeki ulaşımı özel arabalar, taksi ve kamyonların yanı sıra otobüs, vapur gibi araçlar yardımıyla sağlandı. 7 Eylül sabahına kadar süren saldırılarda aralarında kilise ve havraların da bulunduğu 5.000'den fazla taşınmaz tahrip edildi ve milyonlarca dolarlık mal sokaklara saçılıp, yağmalandı.
İstanbul'un her yerinde yağmalar aynı yöntemle yapıldı. Dükkânlara saldıranlar önce vitrinleri taşlayarak kırdılar ya da demir parmaklıkları kaynak makineleri ve tel makasları yardımıyla açtılar, ardından içerideki alet ve makineleri dışarı çıkararak paramparça ettiler.
(Sürecek)